Ömer Koç Koleksiyonu’ndan seçilen eserlerle oluşturulan Farz Et Ki Sen Yoksun sergisi bağlamında yayımlanan bu kitap, serginin kapsadığı mecralar ve ilişki kurduğu temalar bakımından içerdiği geniş yelpazeye dikkat çekerken, bir koleksiyonun yan yana getirmeler aracılığıyla doğurabileceği bağlar üzerine düşünmeye davet ediyor.
Serginin küratörlüğünü üstlenen Selen Ansen’in “Bir Kapı ya Açık Ya kapalı” başlıklı metniyle okurları karşılayan kitap, sanat tarihçisi Claudia Swan’ın harikaların tarihine ve nadire kabineleri [Wunderkammern] olarak bilinen özel bir koleksiyonculuk türüne odaklanan “Bir Harikalar Diyarı” başlıklı yazısı ile yazar Cana Bostan’ın koleksiyon yapma pratiğini kolektif bilinçdışı, arzu ve tarih kavramlarından yola çıkarak yorumlayan “Bir Mütekabiliyet Evinin Ekolojisi” başlıklı metniyle devam ediyor. Tasarımını Yeşim Demir Pröhl’ün üstlendiği kitapta, Orhan Cem Çetin ve Hadiye Cangökçe tarafından çekilen sergiden görünüm ve röprodüksiyon fotoğrafları da yer alıyor.
Ömer Hayyam’ın (1048–1131) Rubailer’inde yer alan bir dizeden esinle isimlendirilen Farz Et Ki Sen Yoksun sergisi, bir koleksiyonerin hayalleri ve hayata geçirdikleri neticesinde farklı nesneler arasında kurulan yakınlıkların ve oluşturulan gövdenin bir mekân olarak ev içinden müzeye taşınmasının imkânlarını araştırıyor. 400’e yakın sanatçının yapıtlarının yanı sıra anonim eserler, seri üretimler ve muhtelif öğelere yer veren Farz Et Ki Sen Yoksun, aynı zamanda Arter’de gerçekleştirilen ilk özel koleksiyon sergisi olma niteliği taşıyor.
Ömer Koç Koleksiyonu’ndan seçilen eserlerle oluşturulan Farz Et Ki Sen Yoksun sergisi bağlamında yayımlanan bu kitap, serginin kapsadığı mecralar ve ilişki kurduğu temalar bakımından içerdiği geniş yelpazeye dikkat çekerken, bir koleksiyonun yan yana getirmeler aracılığıyla doğurabileceği bağlar üzerine düşünmeye davet ediyor.
Serginin küratörlüğünü üstlenen Selen Ansen’in “Bir Kapı ya Açık Ya kapalı” başlıklı metniyle okurları karşılayan kitap, sanat tarihçisi Claudia Swan’ın harikaların tarihine ve nadire kabineleri [Wunderkammern] olarak bilinen özel bir koleksiyonculuk türüne odaklanan “Bir Harikalar Diyarı” başlıklı yazısı ile yazar Cana Bostan’ın koleksiyon yapma pratiğini kolektif bilinçdışı, arzu ve tarih kavramlarından yola çıkarak yorumlayan “Bir Mütekabiliyet Evinin Ekolojisi” başlıklı metniyle devam ediyor. Tasarımını Yeşim Demir Pröhl’ün üstlendiği kitapta, Orhan Cem Çetin ve Hadiye Cangökçe tarafından çekilen sergiden görünüm ve röprodüksiyon fotoğrafları da yer alıyor.
Ömer Hayyam’ın (1048–1131) Rubailer’inde yer alan bir dizeden esinle isimlendirilen Farz Et Ki Sen Yoksun sergisi, bir koleksiyonerin hayalleri ve hayata geçirdikleri neticesinde farklı nesneler arasında kurulan yakınlıkların ve oluşturulan gövdenin bir mekân olarak ev içinden müzeye taşınmasının imkânlarını araştırıyor. 400’e yakın sanatçının yapıtlarının yanı sıra anonim eserler, seri üretimler ve muhtelif öğelere yer veren Farz Et Ki Sen Yoksun, aynı zamanda Arter’de gerçekleştirilen ilk özel koleksiyon sergisi olma niteliği taşıyor.