Milletlerin ve devletlerin geleceklerini en iyi şekilde planlama ve yönetmelerinin sihirli anahtarı geçmişlerinde saklıdır. Seçkin millet ve büyük devlet olma, yüce bir varoluş bilinciyle mümkündür. Yüce bir varoluş bilinci ise niçin var olduğunun doğru cevabı ve hayatta buna ne kadar sadık kaldığınla ilgilidir. Bu idrakin tecrübî rehberi, ümmetin ve bu ümmet içinde seçkin bir yere sahip olan milletimizin varoluş mücadelesinin tarihidir. Bu tarih, kendi bahçesinin karanlığında kaybettiği evinin anahtarını, uzaktaki bir sokak lambasının altında aratmayacak, milletimize yitiğini bulması için karanlıklarda kaybedilenlerin bulunacağı bir aydınlık, unutulanların hatırlanacağı bir şuur iklimi ve ölüme terk edilenlerin yeniden dirileceği bir sûr olacaktır. Millî boyutlarıyla Türk tarihi evrensel boyutlarıyla İslâm ve dünya tarihi içinde müstesna bir seçkinliğe sahip olan Osmanlı tarihi bu aydınlığın, bu şuurun ve bu sûrun yaşanmışlık alanıdır. Sahip olduğu siyasi, idari, askeri ve ilmî teşkilatı, dinî, fikrî, kültürel ve gelenek değerleri ile dünya tarihini etkilemiş, insanlığın medeniyet tarihine eşsiz katkılar sunmuştur. İnsana ve insanlığa verdiği değer ve adalete tutkuyla bağlılığı ile altı yüz yıl İslâm ve Batı medeniyetlerine tamgasını vurmuştur. Bu çalışmamızın konusunu teşkil eden “fetihnâmeler” de bu büyük geçmişin nadide bir kıymetlisi ve onun tamgasını üzerinde onurla taşıyan ibrişim iplere dizilmiş muhteşem bir parçasıdır.
Milletlerin ve devletlerin geleceklerini en iyi şekilde planlama ve yönetmelerinin sihirli anahtarı geçmişlerinde saklıdır. Seçkin millet ve büyük devlet olma, yüce bir varoluş bilinciyle mümkündür. Yüce bir varoluş bilinci ise niçin var olduğunun doğru cevabı ve hayatta buna ne kadar sadık kaldığınla ilgilidir. Bu idrakin tecrübî rehberi, ümmetin ve bu ümmet içinde seçkin bir yere sahip olan milletimizin varoluş mücadelesinin tarihidir. Bu tarih, kendi bahçesinin karanlığında kaybettiği evinin anahtarını, uzaktaki bir sokak lambasının altında aratmayacak, milletimize yitiğini bulması için karanlıklarda kaybedilenlerin bulunacağı bir aydınlık, unutulanların hatırlanacağı bir şuur iklimi ve ölüme terk edilenlerin yeniden dirileceği bir sûr olacaktır. Millî boyutlarıyla Türk tarihi evrensel boyutlarıyla İslâm ve dünya tarihi içinde müstesna bir seçkinliğe sahip olan Osmanlı tarihi bu aydınlığın, bu şuurun ve bu sûrun yaşanmışlık alanıdır. Sahip olduğu siyasi, idari, askeri ve ilmî teşkilatı, dinî, fikrî, kültürel ve gelenek değerleri ile dünya tarihini etkilemiş, insanlığın medeniyet tarihine eşsiz katkılar sunmuştur. İnsana ve insanlığa verdiği değer ve adalete tutkuyla bağlılığı ile altı yüz yıl İslâm ve Batı medeniyetlerine tamgasını vurmuştur. Bu çalışmamızın konusunu teşkil eden “fetihnâmeler” de bu büyük geçmişin nadide bir kıymetlisi ve onun tamgasını üzerinde onurla taşıyan ibrişim iplere dizilmiş muhteşem bir parçasıdır.