Kitabımızın girişinde ortaya konulacak hakikat ifadelerine göz atan irfan ve izan sahipleri, hakkını teslim edip itiraf edeceklerdir ki dine hizmet eden ve onun kurallarını gözeten padişahımızın yüce katında ilim ve irfanın her şeyden değerli olduğu herkesin gözü önünde apaçık durmaktadır. Bu padişah zamanında bunca eser basılıp ilimler yayılırken, birçok din büyüğünün okuyanı etkileyen ve yüceltilmeye layık hayatları Türkçe’ye aktarılarak halkın istifadesine sunulurken varlığın övüncü Hz. Peygamber ve onun seçkin ashabından sonra, üzerimizde hakkı en çok olan İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin yüceliklerini ve güzel ahlakını anlatan yararlı eserlerden birinin herkesin yararlanabileceği bir şekilde Türkçe’ye çevrilip yayımlanmaması uygun değildir. Aczini itiraf edenlerden olduğum halde bu mukaddes vazifeyi yerine getirmek konusunda hayli zamandan beri gönlümde bir arzu ve şevk hissetmekteydim. Tercümesine başladığım el-Hayratü’l-Hisan fî Fezaili’n Nu‘man’ı dostlarımdan ve Mısırlı alimlerden biri bastırıp bir nüshasını da bana göndermişti. Kitabı incelerken ilk bölümde de anlatılacak olan çeşitli sebepleri öğrenince içimdeki arzu daha da arttı. Bu esnada, Fatih Camii’nde zeki talebelere senelerdir fıkıh kitapları okuttuğum için bir mükafat olarak cömert padişahımız sayesinde Mekteb-i Hukuk-ı Şahane’de (Hukuk Fakültesi) fıkıh dersleri vermek üzere görevlendirilince söz konusu düşüncemi fiiliyata çıkarma zamanının artık geldiğini düşündüm ve Allah’tan yardım umarak bu kitabı hazırlamaya koyuldum.
İmam-ı Azam hazretlerinin hayatıyla ilgili sayılamayacak kadar eser arasında Menakıb-ı Tahavi ve Menakıb-ı Kerderi gibi bundan daha yararlı ve derli toplu kitaplar varsa da, bu eserin yazarı İbn Hacer’in, Şafii mezhebinden olduğu halde İmam-ı Azam’ın faziletlerini itiraf etmesi ve kitabının da pek özlü ve gayet düzenli olması sebebiyle, bu eser diğer eserlere tercih edilmeye layıktır.
Böylece Mevahibü’r-Rahman fî Menakıbı Ebi Hanife en-Nu‘man adıyla yazmaya muvaffak olduğum bu acizane eserde, Hayratü’l-Hisan kitabı güvenilir nüshalara uygun olarak hiçbir nükte ve yararlı bilgi atlanmadan açık ve faydalı olacak bir şekilde tercüme edildi. Bundan başka "mutlak ictihad, müctehidlerin mertebeleri, mezheplerin ihtilaf sebepleri, mezhep değiştirme, başka bir mezhebi taklit etme” gibi birçok faydalı tanım ve önemli meseleler ile birlikte din büyüklerinin hayatları anlatılırken de pek çok faydalı bilgi kitaba alındı. Sanırım bütün bunları, küçük araştırmalarla elde etmek mümkün değildir.
İncelemek isteyenler eserin aslına bakacak olurlarsa tercümemizde, kısa tutulmuş birçok konunun ayrıntılı, izaha muhtaç noktaların anlaşılır hale getirildiğini ve gerekli yerlerde faydalı bilgilerin korunduğunu, bazı yerlerde de faydasız görülenlerin çıkarılmaya çalışıldığını görüp menâkıb kitaplarının ayrıntılarının ne kadar dikkatlice gözden geçirildiğini, tefsir, hadis ve fıkıh kitaplarına ne kadar özenle başvurulduğunu anlar ve hakkını teslim ederler. İnsaf sahibi olan halk büyükleri böyle bir eserin hazırlanmış olduğunu görmekten memnuniyet duyacaklardır.
Rızkın sorumluluğunu üstlenen, mutlak anlamda hakim bir idareci olan padişahın dini koruması sayesinde aydınların ve halkın dini bilgilerin yayılmasına ve incelenmesine günden güne rağbetleri artmakla, "İnsanlar yöneticilerin yolundadır” sırrı kendisinde açıkça ortaya çıkmış olan adaletli padişah, Hz. Ömer yaşayışlı, âlemlerin velinimeti, varlıkların bedeninin ruhu, hükümdarlık sözünün manası, hükümranlık makamının anlamı, yeryüzünün halifesi, müslümanların gözünün nuru, şanı yüce hakan, Osmanoğulları sülalesinin özü, Sultan Gazi Abdülmecid Han oğlu Sultan Gazi Abdülhamid Han’ın –Allah, mülkünü daim etsin– saadetle iç içe olan hükümdarlıklarındaki yüce varlıkları, bütün kötülük ve üzüntülerden uzak olsun; ömrü ve hükümdarlığı günden güne artsın; din ve devletin hayrını isteyenleri, iltifat ve bağışlara mazhar etsin. Padişahlığın işlerini iyi bilen sadık halkını, adalet saçan fikirlerine uygun olarak pek çok güzel hizmete muvaffak kılsın. Sahip oldukları mülklerin yüceliği sayesinde, bütün halk emniyet gölgesiyle gölgelenip iyilik ve ihsan iltifatlarına nail olsun. Peygamberlerin efendisi hürmetine, amin.
Kitabımızın girişinde ortaya konulacak hakikat ifadelerine göz atan irfan ve izan sahipleri, hakkını teslim edip itiraf edeceklerdir ki dine hizmet eden ve onun kurallarını gözeten padişahımızın yüce katında ilim ve irfanın her şeyden değerli olduğu herkesin gözü önünde apaçık durmaktadır. Bu padişah zamanında bunca eser basılıp ilimler yayılırken, birçok din büyüğünün okuyanı etkileyen ve yüceltilmeye layık hayatları Türkçe’ye aktarılarak halkın istifadesine sunulurken varlığın övüncü Hz. Peygamber ve onun seçkin ashabından sonra, üzerimizde hakkı en çok olan İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin yüceliklerini ve güzel ahlakını anlatan yararlı eserlerden birinin herkesin yararlanabileceği bir şekilde Türkçe’ye çevrilip yayımlanmaması uygun değildir. Aczini itiraf edenlerden olduğum halde bu mukaddes vazifeyi yerine getirmek konusunda hayli zamandan beri gönlümde bir arzu ve şevk hissetmekteydim. Tercümesine başladığım el-Hayratü’l-Hisan fî Fezaili’n Nu‘man’ı dostlarımdan ve Mısırlı alimlerden biri bastırıp bir nüshasını da bana göndermişti. Kitabı incelerken ilk bölümde de anlatılacak olan çeşitli sebepleri öğrenince içimdeki arzu daha da arttı. Bu esnada, Fatih Camii’nde zeki talebelere senelerdir fıkıh kitapları okuttuğum için bir mükafat olarak cömert padişahımız sayesinde Mekteb-i Hukuk-ı Şahane’de (Hukuk Fakültesi) fıkıh dersleri vermek üzere görevlendirilince söz konusu düşüncemi fiiliyata çıkarma zamanının artık geldiğini düşündüm ve Allah’tan yardım umarak bu kitabı hazırlamaya koyuldum.
İmam-ı Azam hazretlerinin hayatıyla ilgili sayılamayacak kadar eser arasında Menakıb-ı Tahavi ve Menakıb-ı Kerderi gibi bundan daha yararlı ve derli toplu kitaplar varsa da, bu eserin yazarı İbn Hacer’in, Şafii mezhebinden olduğu halde İmam-ı Azam’ın faziletlerini itiraf etmesi ve kitabının da pek özlü ve gayet düzenli olması sebebiyle, bu eser diğer eserlere tercih edilmeye layıktır.
Böylece Mevahibü’r-Rahman fî Menakıbı Ebi Hanife en-Nu‘man adıyla yazmaya muvaffak olduğum bu acizane eserde, Hayratü’l-Hisan kitabı güvenilir nüshalara uygun olarak hiçbir nükte ve yararlı bilgi atlanmadan açık ve faydalı olacak bir şekilde tercüme edildi. Bundan başka "mutlak ictihad, müctehidlerin mertebeleri, mezheplerin ihtilaf sebepleri, mezhep değiştirme, başka bir mezhebi taklit etme” gibi birçok faydalı tanım ve önemli meseleler ile birlikte din büyüklerinin hayatları anlatılırken de pek çok faydalı bilgi kitaba alındı. Sanırım bütün bunları, küçük araştırmalarla elde etmek mümkün değildir.
İncelemek isteyenler eserin aslına bakacak olurlarsa tercümemizde, kısa tutulmuş birçok konunun ayrıntılı, izaha muhtaç noktaların anlaşılır hale getirildiğini ve gerekli yerlerde faydalı bilgilerin korunduğunu, bazı yerlerde de faydasız görülenlerin çıkarılmaya çalışıldığını görüp menâkıb kitaplarının ayrıntılarının ne kadar dikkatlice gözden geçirildiğini, tefsir, hadis ve fıkıh kitaplarına ne kadar özenle başvurulduğunu anlar ve hakkını teslim ederler. İnsaf sahibi olan halk büyükleri böyle bir eserin hazırlanmış olduğunu görmekten memnuniyet duyacaklardır.
Rızkın sorumluluğunu üstlenen, mutlak anlamda hakim bir idareci olan padişahın dini koruması sayesinde aydınların ve halkın dini bilgilerin yayılmasına ve incelenmesine günden güne rağbetleri artmakla, "İnsanlar yöneticilerin yolundadır” sırrı kendisinde açıkça ortaya çıkmış olan adaletli padişah, Hz. Ömer yaşayışlı, âlemlerin velinimeti, varlıkların bedeninin ruhu, hükümdarlık sözünün manası, hükümranlık makamının anlamı, yeryüzünün halifesi, müslümanların gözünün nuru, şanı yüce hakan, Osmanoğulları sülalesinin özü, Sultan Gazi Abdülmecid Han oğlu Sultan Gazi Abdülhamid Han’ın –Allah, mülkünü daim etsin– saadetle iç içe olan hükümdarlıklarındaki yüce varlıkları, bütün kötülük ve üzüntülerden uzak olsun; ömrü ve hükümdarlığı günden güne artsın; din ve devletin hayrını isteyenleri, iltifat ve bağışlara mazhar etsin. Padişahlığın işlerini iyi bilen sadık halkını, adalet saçan fikirlerine uygun olarak pek çok güzel hizmete muvaffak kılsın. Sahip oldukları mülklerin yüceliği sayesinde, bütün halk emniyet gölgesiyle gölgelenip iyilik ve ihsan iltifatlarına nail olsun. Peygamberlerin efendisi hürmetine, amin.