Bilindiği gibi, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 16 Şubat 2019 günü din görevlileriyle yaptığı bir toplantıda, sigarayı haram ilân etti.
20 Şubat 2019 günü www.anayasa.gen.tr’de “Sigara Haram mı?” başlıklı bir makale yayınlayarak sigara içilmesinin haram olmadığını savundum. Bu makale çok eleştirildi. Bu eleştirilerin bir kısmına 13 Mart 2019 tarihinde www.anayasa.gen.tr’de yayınladığım “Sigara Haram mı? (2): Eleştirilere Cevaplar” başlıklı bir makalemle cevap verdim.
“Sigara Haram mı?” başlıklı makaleme gelen eleştirilerden bir kısmı da benim İslâm hukukçusu olmadığım ve dolayısıyla uzmanlık alanım dışında yazdığım konusundaydı. Bu eleştirilere cevap olarak da yine www.anayasa. gen.tr’de 19 Mart 2019 tarihinde “Hukuk-Fıkıh İlişkisi: İslam Hukukçusu Kimdir?” başlıklı bir makale yayınladım.
Bu makalemde ileri sürdüğüm görüşlere cevap olarak Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Yeni Şafak gazetesinin 22 Mart 2019, 24 Mart 2019 ve 28 Mart 2019 tarihli nüshalarında üç adet eleştirisi yazısı yayınladı. Sayın Hayrettin Karaman’ın eleştirilerine www.anayasa.gen.tr’de 28 Mart 2019 tarihinde “Hayrettin Karaman’a Cevaplar” başlıklı bir makalemle cevap verdim. İşte bu kitabı oluşturan makaleler bu şekilde ortaya çıktı. Görüldüğü gibi bu tartışma, sigara gibi sıradan bir konuyla başladı; ama sigaradan ibaret kalmadı; çeşitli sorunların ortaya çıkmasına veya belirginleşmesine vesile oldu.
Bu kitapta, hukuk ile fıkıh arasında konu, metodoloji ve hatta terminoloji bakımından pek çok benzerlik bulunduğu görüşü savunulmaktadır. Ancak bütün bu benzerliklere rağmen, Türkiye’de hukukçular ve fıkıhçılar birbirinden uzaktırlar; birbirini tanımazlar. Oysa hukukçuların fıkıhtan, fıkıhçıların da modern hukuktan öğrenecekleri şeyler vardır.
Hukukçu olmak için hukuk fakültesi (veya farklı dönemler veya ülkeler söz konusu ise hukuk fakültesi dengi bir okul) mezunu olmak gerekir. Türkiye’de ilâhiyat fakültelerinde görev yapan 375 adet İslâm hukuku öğretim elemanından pek azı (tespit edebildiğimiz kadarıyla sadece beşi) hukuk fakültesi mezunudur. “Hukukçu olmayan İslam hukukçusu” olgusu ne kadar yaygın olursa olsun, olgu yanlış bir olgudur. Hukukçu olmadan İslam hukukçusu olunmaz. Doktor olunmadan göz doktoru olunmayacağı gibi.
Gelecekte bir gün, olur da metodoloji çalışan bir öğrenci, “Sigara Haram mı?” başlıklı makalelerimi; mantık çalışan diğer bir öğrenci de “Hayrettin Karaman’a Cevaplar” başlıklı makalemi okursa, işte o zaman, 2019 yılının Şubat ve Mart aylarında Türkiye’de cereyan etmiş olan “sigara haram mı” tartışması boş yere yapılmamış bir tartışma olacaktır.
Bilindiği gibi, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 16 Şubat 2019 günü din görevlileriyle yaptığı bir toplantıda, sigarayı haram ilân etti.
20 Şubat 2019 günü www.anayasa.gen.tr’de “Sigara Haram mı?” başlıklı bir makale yayınlayarak sigara içilmesinin haram olmadığını savundum. Bu makale çok eleştirildi. Bu eleştirilerin bir kısmına 13 Mart 2019 tarihinde www.anayasa.gen.tr’de yayınladığım “Sigara Haram mı? (2): Eleştirilere Cevaplar” başlıklı bir makalemle cevap verdim.
“Sigara Haram mı?” başlıklı makaleme gelen eleştirilerden bir kısmı da benim İslâm hukukçusu olmadığım ve dolayısıyla uzmanlık alanım dışında yazdığım konusundaydı. Bu eleştirilere cevap olarak da yine www.anayasa. gen.tr’de 19 Mart 2019 tarihinde “Hukuk-Fıkıh İlişkisi: İslam Hukukçusu Kimdir?” başlıklı bir makale yayınladım.
Bu makalemde ileri sürdüğüm görüşlere cevap olarak Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Yeni Şafak gazetesinin 22 Mart 2019, 24 Mart 2019 ve 28 Mart 2019 tarihli nüshalarında üç adet eleştirisi yazısı yayınladı. Sayın Hayrettin Karaman’ın eleştirilerine www.anayasa.gen.tr’de 28 Mart 2019 tarihinde “Hayrettin Karaman’a Cevaplar” başlıklı bir makalemle cevap verdim. İşte bu kitabı oluşturan makaleler bu şekilde ortaya çıktı. Görüldüğü gibi bu tartışma, sigara gibi sıradan bir konuyla başladı; ama sigaradan ibaret kalmadı; çeşitli sorunların ortaya çıkmasına veya belirginleşmesine vesile oldu.
Bu kitapta, hukuk ile fıkıh arasında konu, metodoloji ve hatta terminoloji bakımından pek çok benzerlik bulunduğu görüşü savunulmaktadır. Ancak bütün bu benzerliklere rağmen, Türkiye’de hukukçular ve fıkıhçılar birbirinden uzaktırlar; birbirini tanımazlar. Oysa hukukçuların fıkıhtan, fıkıhçıların da modern hukuktan öğrenecekleri şeyler vardır.
Hukukçu olmak için hukuk fakültesi (veya farklı dönemler veya ülkeler söz konusu ise hukuk fakültesi dengi bir okul) mezunu olmak gerekir. Türkiye’de ilâhiyat fakültelerinde görev yapan 375 adet İslâm hukuku öğretim elemanından pek azı (tespit edebildiğimiz kadarıyla sadece beşi) hukuk fakültesi mezunudur. “Hukukçu olmayan İslam hukukçusu” olgusu ne kadar yaygın olursa olsun, olgu yanlış bir olgudur. Hukukçu olmadan İslam hukukçusu olunmaz. Doktor olunmadan göz doktoru olunmayacağı gibi.
Gelecekte bir gün, olur da metodoloji çalışan bir öğrenci, “Sigara Haram mı?” başlıklı makalelerimi; mantık çalışan diğer bir öğrenci de “Hayrettin Karaman’a Cevaplar” başlıklı makalemi okursa, işte o zaman, 2019 yılının Şubat ve Mart aylarında Türkiye’de cereyan etmiş olan “sigara haram mı” tartışması boş yere yapılmamış bir tartışma olacaktır.