Fikir ve sanat eserleri hukukumuzun cezai himaye sisteminde, toplam yirmi bir ayrı fiil suc olarak tanımlanmış, bir fiil ise kabahat kabul edilmiş; ceza muhakemesi alanına iliskin de kendine ozgu kurallar benimsenmiştir. Bu özel alanı oluşturan fiiller ve diğer konular ceza muhakemesi pratigimizdeki yogunluklarıyla orantılı şekilde ve analitik bir metod ile irdelenmektedir.
Fikri mülkiyet hukukumuzdaki normlar ile bunların yorumuyla ortaya cıkan Yargıtay ictihatlarının, gerekli himayeyi saglama kapasitesi ile suclulukla etkin bir mucadeleyi gerceklestirmeye elverisli olup olmadıgını değerlendireceğiz. Nihayetinde, amaclanan korumaya iliskin durum tespiti ile ihtiyac analizi gerceklestirerek, düşüncelerimizi tartışmaya açmak gayemizdir.
Fikir ve sanat eserleri hukukumuzun cezai himaye sisteminde, toplam yirmi bir ayrı fiil suc olarak tanımlanmış, bir fiil ise kabahat kabul edilmiş; ceza muhakemesi alanına iliskin de kendine ozgu kurallar benimsenmiştir. Bu özel alanı oluşturan fiiller ve diğer konular ceza muhakemesi pratigimizdeki yogunluklarıyla orantılı şekilde ve analitik bir metod ile irdelenmektedir.
Fikri mülkiyet hukukumuzdaki normlar ile bunların yorumuyla ortaya cıkan Yargıtay ictihatlarının, gerekli himayeyi saglama kapasitesi ile suclulukla etkin bir mucadeleyi gerceklestirmeye elverisli olup olmadıgını değerlendireceğiz. Nihayetinde, amaclanan korumaya iliskin durum tespiti ile ihtiyac analizi gerceklestirerek, düşüncelerimizi tartışmaya açmak gayemizdir.