Fikri Haklar Kapsamında Fikrin Korunması Sorunsalı ve FSEK Kapsamında Korunan Eserlerin Eğitim-Öğretim Amacıyla Kullanımı
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na ve uluslararası sözleşmelere göre salt fikrin korunması kabul edilmemiştir. Fikrin korunması için o fikrin bir şekle bürünmesi gerekmektedir. Bu sebepledir ki şekle bürünmemiş salt, soyut bir fikir eser olarak korunması mevzuat tarafından kabul görmemiştir. Konuyu derinlemesine incelendiğinde aslında temelde fikirlerin de korunduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalmaktayız.
Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku'nda eserden bahsedebilmek için öncelikle eserin doğuş şeklini yani fikri incelememiz gerekmektedir. Fikrin korunabilir bir değer olabilmesi için de o "şey"in mümkün olduğunca açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Bu sebeple fikrin doğuşunun, şekillenmesinin, içeriğinin, sahibinin hususiyetini taşıyıp taşımadığının, FSEK hükümleri kapsamında belirtilen türler içine girip girmediğinin, başkaları tarafından yararlanma olanağının nasıl olacağının, doktrindeki görüşlerin ve tartışmaların neler olduğunun anlaşılması gerekmektedir. Kitabımızda hukuki sorunun tespitinde kavram kargaşası yaşanmaması için "fikrin" ürünü olan kavramlar sonucu meydana gelen konuların nasıl açıklığa kavuşması ve değerlendirilmesi gerektiği konusu incelenmiştir.
Günümüzde eğitim ve öğretim materyallerinin kullanımı okul duvarlarının dışına çıkmıştır. Eğitim ve öğretim amacıyla kullanılan eserlerin ve eser sahiplerinin haklarını Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde değerlendirmek esastır. Kanun, eser sahibinin haklarını güçlü bir şekilde korumaktadır ancak bu koruma sınırlandırmalar içermektedir. Devletin toplumu geliştirme görevi çerçevesinde eser sahiplerinin eserleri üzerindeki haklarında istisnalar oluşturmuştur. Bu istisnalar içinde kamu yararı kapsamında değerlendirilen eğitim konusu da yer almaktadır. 5846 sayılı Kanun'un 33'üncü maddesi "Temsil Serbestisi" ve 34'üncü maddesi "Eğitim ve Öğretim İçin Seçme ve Toplama Eserler" başlıklarında, eser sahiplerinin eserleri üzerindeki manevi hakları korunurken mali haklarında da bir takım istisnalar getirilmiştir. Kitapta işbu sınırlamalar ve istisnalar detaylıca incelenmiştir.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na ve uluslararası sözleşmelere göre salt fikrin korunması kabul edilmemiştir. Fikrin korunması için o fikrin bir şekle bürünmesi gerekmektedir. Bu sebepledir ki şekle bürünmemiş salt, soyut bir fikir eser olarak korunması mevzuat tarafından kabul görmemiştir. Konuyu derinlemesine incelendiğinde aslında temelde fikirlerin de korunduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalmaktayız.
Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku'nda eserden bahsedebilmek için öncelikle eserin doğuş şeklini yani fikri incelememiz gerekmektedir. Fikrin korunabilir bir değer olabilmesi için de o "şey"in mümkün olduğunca açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Bu sebeple fikrin doğuşunun, şekillenmesinin, içeriğinin, sahibinin hususiyetini taşıyıp taşımadığının, FSEK hükümleri kapsamında belirtilen türler içine girip girmediğinin, başkaları tarafından yararlanma olanağının nasıl olacağının, doktrindeki görüşlerin ve tartışmaların neler olduğunun anlaşılması gerekmektedir. Kitabımızda hukuki sorunun tespitinde kavram kargaşası yaşanmaması için "fikrin" ürünü olan kavramlar sonucu meydana gelen konuların nasıl açıklığa kavuşması ve değerlendirilmesi gerektiği konusu incelenmiştir.
Günümüzde eğitim ve öğretim materyallerinin kullanımı okul duvarlarının dışına çıkmıştır. Eğitim ve öğretim amacıyla kullanılan eserlerin ve eser sahiplerinin haklarını Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde değerlendirmek esastır. Kanun, eser sahibinin haklarını güçlü bir şekilde korumaktadır ancak bu koruma sınırlandırmalar içermektedir. Devletin toplumu geliştirme görevi çerçevesinde eser sahiplerinin eserleri üzerindeki haklarında istisnalar oluşturmuştur. Bu istisnalar içinde kamu yararı kapsamında değerlendirilen eğitim konusu da yer almaktadır. 5846 sayılı Kanun'un 33'üncü maddesi "Temsil Serbestisi" ve 34'üncü maddesi "Eğitim ve Öğretim İçin Seçme ve Toplama Eserler" başlıklarında, eser sahiplerinin eserleri üzerindeki manevi hakları korunurken mali haklarında da bir takım istisnalar getirilmiştir. Kitapta işbu sınırlamalar ve istisnalar detaylıca incelenmiştir.