“Oysa bu günlük böyle bitmemeli, o fotoğraf karelerindeki kahredici olaylar yaşanmamalıydı. Ben, Melek Ulagay Taylan, Faik Bulut, Hasan Mantıcı, Robin Moyer veya başka bir yazar, gazeteci, mülteci ya da başka bir tanık bunları aktarmamalıydı sizlere. Kanlar içinde yerde yatan o Filistinli çocuklar yaşıyor olmalı, ellerinde çiçeklerle koşmalıydılar bize doğru. Guevara Gazi Filistin Hastanesi’nde tanıştığım küçük Fatma’nın ayağı İsrail bombasından kopmamış olmalı, o ve güzeller güzeli Filistinli hemşire Süreyya, beni Beyrut’ta gezdirmeli, ben de onlara dondurma almalıydım. Cenaze törenleri yerine bir lunaparka gitmeli, kahkahalar atarak poz vermeliydik.
Sonra hep beraber İsrailli çocuklarla birlikte barış türküleri söylemeliydik…
İsrail’in uyguladığı devlet terörü sonucu, yüz binlerce Filistinli öldürülmemiş, milyonlarcası da bitmeyen mülteciliğe mahkûm edilmemiş olmalıydı.
Keşke bu günlük yazılmasaydı…
12 Eylül karanlığından ve İsrail saldırılarından sağ kurtulan bizler, bu travmayı yaşamak zorunda bırakılmasaydık…
Anılar, aradan kırk yıl geçmesine rağmen taşınması zor, ağır bir valiz gibi sürüklenip durmasaydı ardımız sıra…”
“Oysa bu günlük böyle bitmemeli, o fotoğraf karelerindeki kahredici olaylar yaşanmamalıydı. Ben, Melek Ulagay Taylan, Faik Bulut, Hasan Mantıcı, Robin Moyer veya başka bir yazar, gazeteci, mülteci ya da başka bir tanık bunları aktarmamalıydı sizlere. Kanlar içinde yerde yatan o Filistinli çocuklar yaşıyor olmalı, ellerinde çiçeklerle koşmalıydılar bize doğru. Guevara Gazi Filistin Hastanesi’nde tanıştığım küçük Fatma’nın ayağı İsrail bombasından kopmamış olmalı, o ve güzeller güzeli Filistinli hemşire Süreyya, beni Beyrut’ta gezdirmeli, ben de onlara dondurma almalıydım. Cenaze törenleri yerine bir lunaparka gitmeli, kahkahalar atarak poz vermeliydik.
Sonra hep beraber İsrailli çocuklarla birlikte barış türküleri söylemeliydik…
İsrail’in uyguladığı devlet terörü sonucu, yüz binlerce Filistinli öldürülmemiş, milyonlarcası da bitmeyen mülteciliğe mahkûm edilmemiş olmalıydı.
Keşke bu günlük yazılmasaydı…
12 Eylül karanlığından ve İsrail saldırılarından sağ kurtulan bizler, bu travmayı yaşamak zorunda bırakılmasaydık…
Anılar, aradan kırk yıl geçmesine rağmen taşınması zor, ağır bir valiz gibi sürüklenip durmasaydı ardımız sıra…”