1910’lu yıllar, Hint edebiyat ve düşüncesinin büyük dehası Rabindranath Tagore’un, şiirlerinden kendi yaptığı İngilizce çeviriler sayesinde Batı dünyasında tanındığı yıllar olmuştu. W. B. Yeats ve Ezra Pound gibi şiir devlerinin aracılığıyla, Tagore’un yapıtları önce İngiltere’de boy gösterdi, ardından, André Gide, Boris Pasternak, Anna Ahmatova, Juan Ramón Jiménez, Victoria Ocampo gibi isimlerin çevirileri yoluyla dünyanın çeşitli dillerine aktarılarak bolca okundu.
İlk İngilizce kitabı Gitanjali’nin yayımlanmasından henüz bir yıl sonra, 1913’te Nobel Ebebiyat Ödülü’nü alan şair, 1920’lerin sonuna kadar dünya çapında âdeta bir furya haline geldi. Böylece Tagore binlerce yıllık Hint şiir geleneğinin modern sözcüsü oldu. 1921 yılında yayımladığı, gene kendi çevirdiği şiirler ve tiyatro parçalarından oluşan Firari, şairin modern Batı şiirini diğer kitaplarına göre yer yer daha güçlü bir şekilde selamladığı geniş bir toplamdır.
1910’lu yıllar, Hint edebiyat ve düşüncesinin büyük dehası Rabindranath Tagore’un, şiirlerinden kendi yaptığı İngilizce çeviriler sayesinde Batı dünyasında tanındığı yıllar olmuştu. W. B. Yeats ve Ezra Pound gibi şiir devlerinin aracılığıyla, Tagore’un yapıtları önce İngiltere’de boy gösterdi, ardından, André Gide, Boris Pasternak, Anna Ahmatova, Juan Ramón Jiménez, Victoria Ocampo gibi isimlerin çevirileri yoluyla dünyanın çeşitli dillerine aktarılarak bolca okundu.
İlk İngilizce kitabı Gitanjali’nin yayımlanmasından henüz bir yıl sonra, 1913’te Nobel Ebebiyat Ödülü’nü alan şair, 1920’lerin sonuna kadar dünya çapında âdeta bir furya haline geldi. Böylece Tagore binlerce yıllık Hint şiir geleneğinin modern sözcüsü oldu. 1921 yılında yayımladığı, gene kendi çevirdiği şiirler ve tiyatro parçalarından oluşan Firari, şairin modern Batı şiirini diğer kitaplarına göre yer yer daha güçlü bir şekilde selamladığı geniş bir toplamdır.