Fotoğrafla Diyalog
Yirminci yüzyılda fotoğraf alanına yön verenlerle yapılan bu söyleşiler birer klasik haline gelmiştir. Aralarında Ansel Adams, Henri Cartier-Bresson, Robert Capa, Imogen Cunningham, Man Ray, Cecil Beaton, Laura Gilpin ve Robert Doisneau gibi isimlerin de bulunduğu yirmiden fazla fotoğrafçı karşılaştıkları güçlükleri ve başarılarını anlatıyor, dünyada olup bitenlerin çalışmalarına etkilerinden söz ediyor ve gelecek nesil fotoğrafçılara önerilerde bulunuyor.
Fotoğrafın tarihini yazan ve bu tarihe tanıklık edenlerden eşine az rastlanır, çift yönlü bir çalışma: hem kapsamlı bir kaynak hem de bu tarihi figürlerin tecrübelerini ilk ağızdan aktaran kişisel bir anlatı. Fotoğrafın izini sürmek içinFotoğrafla Diyalogbir başucu kitabı işlevi görüyor.
"Bence biz tamamen ışığa bağımlıyız ama bunu pek bilmiyoruz – tıpkı havaya da bağımlı olduğumuz gibi.
Bir balığın suya bağımlı oluşu gibi tıpkı. Eğer ışıktan uzaklaşırsan, ciddi bir kişilik bozukluğunun oluşabildiğine dair kanıtlar var. Biz, saçma bir şekilde, ışık varlıklarıyız. Işıkla besleniyoruz, bu inanılmaz bir kaynak. Işığa müdahale ettiğimizde ne yaptığımızın pek de bilincinde değiliz ve tabii ki çok fazlası da çok azı gibi zararlı. Bitkiler hayvanları besliyor ve bitkiler ve hayvanlar da bizi. Bitkinin ışık kaynağından ürettiği besin olmasa ne insan ne de hayvan var olabilir. Biz ışıkla doluyuz."
Henry Holmes Smith
''Herkesin bir fotoğraf makinesi olabilir, herkes fotoğraf çekebilir. İnsanlara fotoğrafın çok basit olduğu söyleniyor fakat gerçek şu ki tam da bu nedenden ötürü fotoğraf çok zor ve tam da bu noktada mücadele etmeliyiz. Gazetecilerin işlerini edebiyat olarak kabul edemeyiz, Cartier-Bresson ve Eugene Smith gibi istisnalar hariç.
Fakat insanlar, fotoğrafın insanlarla ilgili olmasının onu sanat yaptığını zannediyor. Bu hiç de doğru değil. Bunun bir yeri var, Ernest Hemingway'in Avrupa'dan Toronto Daily Star için gönderdiği köşe yazılarının bir yeri olduğu gibi. Bu edebiyatın bir parçası. Belki artık fotoğrafın “edebiyatını” fark edeceğimiz noktaya doğru gidiyoruzdur.''
Beaumont Newhall
“The Country Doctor”a bakarak, foto muhabirliğe damga vurduğun söylenebilir, daha önce kimsenin izleme cesaretine sahip olmadığı bir bakıştı bu. Bilinçli bir girişim miydi?
Bunların hepsini Beethoven'dan öğrendim.
Hangi Beethoven parçası?
Pek çoğu, fakat eğer o ıssız adaya bir müzikle gideceksem bu muhtemelen Yaylı Çalgılar Dörtlüsü No. 14 (Opus 131) olurdu.''
W.Eugene Smith
Yirminci yüzyılda fotoğraf alanına yön verenlerle yapılan bu söyleşiler birer klasik haline gelmiştir. Aralarında Ansel Adams, Henri Cartier-Bresson, Robert Capa, Imogen Cunningham, Man Ray, Cecil Beaton, Laura Gilpin ve Robert Doisneau gibi isimlerin de bulunduğu yirmiden fazla fotoğrafçı karşılaştıkları güçlükleri ve başarılarını anlatıyor, dünyada olup bitenlerin çalışmalarına etkilerinden söz ediyor ve gelecek nesil fotoğrafçılara önerilerde bulunuyor.
Fotoğrafın tarihini yazan ve bu tarihe tanıklık edenlerden eşine az rastlanır, çift yönlü bir çalışma: hem kapsamlı bir kaynak hem de bu tarihi figürlerin tecrübelerini ilk ağızdan aktaran kişisel bir anlatı. Fotoğrafın izini sürmek içinFotoğrafla Diyalogbir başucu kitabı işlevi görüyor.
"Bence biz tamamen ışığa bağımlıyız ama bunu pek bilmiyoruz – tıpkı havaya da bağımlı olduğumuz gibi.
Bir balığın suya bağımlı oluşu gibi tıpkı. Eğer ışıktan uzaklaşırsan, ciddi bir kişilik bozukluğunun oluşabildiğine dair kanıtlar var. Biz, saçma bir şekilde, ışık varlıklarıyız. Işıkla besleniyoruz, bu inanılmaz bir kaynak. Işığa müdahale ettiğimizde ne yaptığımızın pek de bilincinde değiliz ve tabii ki çok fazlası da çok azı gibi zararlı. Bitkiler hayvanları besliyor ve bitkiler ve hayvanlar da bizi. Bitkinin ışık kaynağından ürettiği besin olmasa ne insan ne de hayvan var olabilir. Biz ışıkla doluyuz."
Henry Holmes Smith
''Herkesin bir fotoğraf makinesi olabilir, herkes fotoğraf çekebilir. İnsanlara fotoğrafın çok basit olduğu söyleniyor fakat gerçek şu ki tam da bu nedenden ötürü fotoğraf çok zor ve tam da bu noktada mücadele etmeliyiz. Gazetecilerin işlerini edebiyat olarak kabul edemeyiz, Cartier-Bresson ve Eugene Smith gibi istisnalar hariç.
Fakat insanlar, fotoğrafın insanlarla ilgili olmasının onu sanat yaptığını zannediyor. Bu hiç de doğru değil. Bunun bir yeri var, Ernest Hemingway'in Avrupa'dan Toronto Daily Star için gönderdiği köşe yazılarının bir yeri olduğu gibi. Bu edebiyatın bir parçası. Belki artık fotoğrafın “edebiyatını” fark edeceğimiz noktaya doğru gidiyoruzdur.''
Beaumont Newhall
“The Country Doctor”a bakarak, foto muhabirliğe damga vurduğun söylenebilir, daha önce kimsenin izleme cesaretine sahip olmadığı bir bakıştı bu. Bilinçli bir girişim miydi?
Bunların hepsini Beethoven'dan öğrendim.
Hangi Beethoven parçası?
Pek çoğu, fakat eğer o ıssız adaya bir müzikle gideceksem bu muhtemelen Yaylı Çalgılar Dörtlüsü No. 14 (Opus 131) olurdu.''
W.Eugene Smith