Engels, devrimler çağında yaşadı ve kapitalizmin günümüzde de geçerli gizli yasalarını keşfetmeyi başardı; fakat bu küresel potansiyelli üretim biçiminin daha egemenliğini bile kuramadan bitişine elbette tanık olamazdı. Aslında çağdaşı olan iktisatçılarla temel bir noktada anlaşma halindeydi. Yaratılan tüm değerlerin kökeninde emek vardı ve sermaye de “yoğunlaşmış emek”ten başka bir şey değildi. Bu bakımdan toprak, sermaye ve emek birbirinden ayrı düşünülemezdi.
“İngilizler, ulusal zenginliği çok büyük, fakat kendileri güneşin altında yaşayan en fakir ulus” diyordu ve Engels bunu Manchester'da yaşarken, İngiliz işçi sınıfını tüm yaşam koşulları ve sefaletleri içinde incelerken söylüyordu.
Engels, devrimler çağında yaşadı ve kapitalizmin günümüzde de geçerli gizli yasalarını keşfetmeyi başardı; fakat bu küresel potansiyelli üretim biçiminin daha egemenliğini bile kuramadan bitişine elbette tanık olamazdı. Aslında çağdaşı olan iktisatçılarla temel bir noktada anlaşma halindeydi. Yaratılan tüm değerlerin kökeninde emek vardı ve sermaye de “yoğunlaşmış emek”ten başka bir şey değildi. Bu bakımdan toprak, sermaye ve emek birbirinden ayrı düşünülemezdi.
“İngilizler, ulusal zenginliği çok büyük, fakat kendileri güneşin altında yaşayan en fakir ulus” diyordu ve Engels bunu Manchester'da yaşarken, İngiliz işçi sınıfını tüm yaşam koşulları ve sefaletleri içinde incelerken söylüyordu.