Osmanlı Türkçesinde “terkip”, Türkiye Türkçesindeki adıyla “tamlamalar”, cümle içerisinde tek bir öge gibi kabul gören, en az iki sözcüğün anlamsal olarak birbirini tamamlaması sonucu oluşan ve bir varlığı veya kavramı işaret eden kelime gruplarıdır. Fuzûlî, Bâkî, Nâilî ve Neşâtî Divanlarında Tamlamaların Edebî Yönü adlı bu çalışmada tamlamalar, lafız ve sanat yönüyle incelenmektedir. Tamlamaları edebî yönüyle bir tasnife tabi tutmak ve incelemek, klasik Türk şiirinin edebî ifade gücünü ortaya koymakta ve bu alanda çalışacaklar için bir kapı aralamaktadır.
Klasik Türk şairinin dünyaya bakış açısını ortaya koyan tamlamalar, şairin soyut olan duygularını somut bir şekilde ifade ettiği klasik şiirin en zengin ve öz edebî anlatımlarıdır. Şairin nazarında gam ve sıkıntılarının gül bahçesi gibi değerli olduğunu “gülzâr-ı gam”, emelin henüz gerçekleşmemiş bir istek olduğunu “gonce-i emel” ve sevinçlerin iyileştirici yönü olduğunu “merhem-i neşât” tamlaması ile görmekteyiz. Klasik Türk şiirinin dili ve üslubu kavanozdaki bir şişe bal gibidir ve bu balın tadılması için o kavanozun kapağının açılması, edebî dilinin incelenmesi elzemdir.
Osmanlı Türkçesinde “terkip”, Türkiye Türkçesindeki adıyla “tamlamalar”, cümle içerisinde tek bir öge gibi kabul gören, en az iki sözcüğün anlamsal olarak birbirini tamamlaması sonucu oluşan ve bir varlığı veya kavramı işaret eden kelime gruplarıdır. Fuzûlî, Bâkî, Nâilî ve Neşâtî Divanlarında Tamlamaların Edebî Yönü adlı bu çalışmada tamlamalar, lafız ve sanat yönüyle incelenmektedir. Tamlamaları edebî yönüyle bir tasnife tabi tutmak ve incelemek, klasik Türk şiirinin edebî ifade gücünü ortaya koymakta ve bu alanda çalışacaklar için bir kapı aralamaktadır.
Klasik Türk şairinin dünyaya bakış açısını ortaya koyan tamlamalar, şairin soyut olan duygularını somut bir şekilde ifade ettiği klasik şiirin en zengin ve öz edebî anlatımlarıdır. Şairin nazarında gam ve sıkıntılarının gül bahçesi gibi değerli olduğunu “gülzâr-ı gam”, emelin henüz gerçekleşmemiş bir istek olduğunu “gonce-i emel” ve sevinçlerin iyileştirici yönü olduğunu “merhem-i neşât” tamlaması ile görmekteyiz. Klasik Türk şiirinin dili ve üslubu kavanozdaki bir şişe bal gibidir ve bu balın tadılması için o kavanozun kapağının açılması, edebî dilinin incelenmesi elzemdir.