Gamsız ruhlar limanına demir atan öyküler...
Sinemacı kimliğinden tanıdığımız Sezen Kayhan'ın, hayattan umduklarımızla bulduklarımız arasındaki tutarsızlığa dikkat çektiği Gamsız Ruhlar Arasında, insan yaşamında ani kırılmalara neden olan “o kısa anlardan” çarpıcı kesitler sunan on öykülük küçük bir dünya.
Öykülerini, hafızasında yer eden kolay anlamlandıramadığı anılara yaslandıran yazar, sözcüklerini âdeta bir film şeridi gibi yan yana dizerek anlatısını görselleştirmeyi başarıyor.
Arafta kalan ruhların ağzından dökülen sözlerin altını kazıyan bu etkileyici kitap okurunu, her arzulanın görünür kılındığı bir dünyanın henüz yaratılmağı gerçeği ile baş başa bırakıyor.
“Hoş geldiniz veda etmeyi bilmeyenler! Sakındıkları vedalar ile yitene ölümsüzlük bahşettiklerini düşünenler. Gözyaşlarıyla birini baştan yaratmak isteyenler. Gerçeğin sonsuzluğu kaldıramayacak kadar kırılgan olduğunu kabullenemeyenler. Siz de hoş geldiniz!”
Gündelik yaşamın küçük tedirginliklerinden insanın evrensel korkularına açılan bir kapının önündeyiz. Sezen Kayhan bizi zarifçe davet ediyor, gamsız ruhların arasına. Güvercin misali ürkek adımlarla yürüyen mevsimlik tarım işçisi kadınlardan, unutmaktan ve unutulmaktan tedirgin yaşlılara, ilk tensel temasın ahlaki baskısıyla ateş yutan gençlerden, “papaz büyüsü” yapıldığına inanılan oysa sadece karanlıktan korkan çocuklara... Bir erik zamanı, sevdiğini yitirmiş herkesin dünyasının tam içindeyiz.
Mükemmel dil işçiliğini, sinemasal bir gözlem gücü ve yalın bir anlatımla buluşturan Gamsız Ruhlar Arasında, insanın içini kemiren kibre, riyakarlıklara, samimiyetsizliklere öykülerin diliyle meydan okuyor.
“Sal gecenin bilinmez seslerini üzerime! Yitik hayaller koleksiyonundaki yerimi almaya hazırım.”
Gamsız ruhlar limanına demir atan öyküler...
Sinemacı kimliğinden tanıdığımız Sezen Kayhan'ın, hayattan umduklarımızla bulduklarımız arasındaki tutarsızlığa dikkat çektiği Gamsız Ruhlar Arasında, insan yaşamında ani kırılmalara neden olan “o kısa anlardan” çarpıcı kesitler sunan on öykülük küçük bir dünya.
Öykülerini, hafızasında yer eden kolay anlamlandıramadığı anılara yaslandıran yazar, sözcüklerini âdeta bir film şeridi gibi yan yana dizerek anlatısını görselleştirmeyi başarıyor.
Arafta kalan ruhların ağzından dökülen sözlerin altını kazıyan bu etkileyici kitap okurunu, her arzulanın görünür kılındığı bir dünyanın henüz yaratılmağı gerçeği ile baş başa bırakıyor.
“Hoş geldiniz veda etmeyi bilmeyenler! Sakındıkları vedalar ile yitene ölümsüzlük bahşettiklerini düşünenler. Gözyaşlarıyla birini baştan yaratmak isteyenler. Gerçeğin sonsuzluğu kaldıramayacak kadar kırılgan olduğunu kabullenemeyenler. Siz de hoş geldiniz!”
Gündelik yaşamın küçük tedirginliklerinden insanın evrensel korkularına açılan bir kapının önündeyiz. Sezen Kayhan bizi zarifçe davet ediyor, gamsız ruhların arasına. Güvercin misali ürkek adımlarla yürüyen mevsimlik tarım işçisi kadınlardan, unutmaktan ve unutulmaktan tedirgin yaşlılara, ilk tensel temasın ahlaki baskısıyla ateş yutan gençlerden, “papaz büyüsü” yapıldığına inanılan oysa sadece karanlıktan korkan çocuklara... Bir erik zamanı, sevdiğini yitirmiş herkesin dünyasının tam içindeyiz.
Mükemmel dil işçiliğini, sinemasal bir gözlem gücü ve yalın bir anlatımla buluşturan Gamsız Ruhlar Arasında, insanın içini kemiren kibre, riyakarlıklara, samimiyetsizliklere öykülerin diliyle meydan okuyor.
“Sal gecenin bilinmez seslerini üzerime! Yitik hayaller koleksiyonundaki yerimi almaya hazırım.”