Gıda medeniyet tarihinde farklı boyutlarıyla zaten etkin olan bir olgu. Küreselleşen dünyamızda ise beslenme kültürü kişilik, kimlik ve ruhumuza etkileriyle yükselen bir söylem haline gelmekte. Yemek sadece yenmiyor, konuşuluyor. İnsanoğlu kendini gastromania’ya kaptırmakta. Gastronomi giderek insan ve toplum bilimlerinin merceğinde. Bir iletişim dili olarak yemek tüm simgeselliğiyle siyasetten spiritüalizme değin tartışılmakta. Oya Ayan bu özgün çalışmasında disiplinlerarası bir yaklaşımla postmodern dönemdeki mutfaklar savaşının perde arkasını aydınlatıyor. Gastro-semiyotik yöntemi kullanarak akıllı mutfaklardan mistik matbahlara geçiş sürecindeki gelişmeleri bize sunuyor. Mutfakların ateşbazlık mesleğinin kadim bilgelik ışığında şifagüderlige yeniden dönüşüm sürecini sorguluyor.
Gıda medeniyet tarihinde farklı boyutlarıyla zaten etkin olan bir olgu. Küreselleşen dünyamızda ise beslenme kültürü kişilik, kimlik ve ruhumuza etkileriyle yükselen bir söylem haline gelmekte. Yemek sadece yenmiyor, konuşuluyor. İnsanoğlu kendini gastromania’ya kaptırmakta. Gastronomi giderek insan ve toplum bilimlerinin merceğinde. Bir iletişim dili olarak yemek tüm simgeselliğiyle siyasetten spiritüalizme değin tartışılmakta. Oya Ayan bu özgün çalışmasında disiplinlerarası bir yaklaşımla postmodern dönemdeki mutfaklar savaşının perde arkasını aydınlatıyor. Gastro-semiyotik yöntemi kullanarak akıllı mutfaklardan mistik matbahlara geçiş sürecindeki gelişmeleri bize sunuyor. Mutfakların ateşbazlık mesleğinin kadim bilgelik ışığında şifagüderlige yeniden dönüşüm sürecini sorguluyor.