Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenen taşınmaz simsarlığı sözleşmesi, pratikte emlak danışmanları ile müşteriler arasında düzenlenen emlak danışmanlığı sözleşmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. 6502 Sayılı TKHK ile bu simsarlık sözleşmesi tüketici hukuku kapsamına alınmıştır. Bunun sonucu olarak taraflardan birisinin tüketici olduğu uyuşmazlıkların tüketici mahkemelerinde görülmesinin önü açılmıştır. Bu düzenleme sonrası tüketici uyuşmazlıkları için arabulucuya başvurulması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle emlak danışmanlarının emlak komisyon ücreti alacağı nedeniyle borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatabilecekleri, bu takibe itiraz edilmesi halinde arabulucuya başvurunun zorunlu olduğuna dair açıklamalara da eserde yer verilmiştir.
Tüm bu yasal düzenlemelere rağmen emlak danışmanlarının eksik veya hatalı iş ve işlemleri sonrası emek ve ücret kaybına uğradığı görülmüştür. Bu nedenle emlak danışmanlarının sundukları hizmet sonrası düzenlenen sözleşmenin önemi burada ortaya çıkmaktadır. Emlak danışmanının hak ettiği ücretin ödenmemesi durumunda konunun Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru olarak götürüldüğü ve Mahkemece ihlal kararı verildiği görülmüştür. Bu karar, önemi nedeniyle eserde yer almıştır.
Eserde; tüketici-müşterinin emlak danışmanıyla aralarında yazılı sözleşme olmasına rağmen, emlak danışmanının aradan çıkartması halinde sonuçlarının ne olacağı ayrıntılı ve uygulamadan örneklerle ele alınmıştır.
Eser sayesinde emlak danışmanlarının hak kayıplarının önlenmesi yanında, tüketicilerin imzaladığı emlak danışmanlığı sözleşmesiyle üstlendiği borçların ne olduğu konusunda tarafların bilgilendirilmesi amaçlanmıştır.
Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenen taşınmaz simsarlığı sözleşmesi, pratikte emlak danışmanları ile müşteriler arasında düzenlenen emlak danışmanlığı sözleşmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. 6502 Sayılı TKHK ile bu simsarlık sözleşmesi tüketici hukuku kapsamına alınmıştır. Bunun sonucu olarak taraflardan birisinin tüketici olduğu uyuşmazlıkların tüketici mahkemelerinde görülmesinin önü açılmıştır. Bu düzenleme sonrası tüketici uyuşmazlıkları için arabulucuya başvurulması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle emlak danışmanlarının emlak komisyon ücreti alacağı nedeniyle borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatabilecekleri, bu takibe itiraz edilmesi halinde arabulucuya başvurunun zorunlu olduğuna dair açıklamalara da eserde yer verilmiştir.
Tüm bu yasal düzenlemelere rağmen emlak danışmanlarının eksik veya hatalı iş ve işlemleri sonrası emek ve ücret kaybına uğradığı görülmüştür. Bu nedenle emlak danışmanlarının sundukları hizmet sonrası düzenlenen sözleşmenin önemi burada ortaya çıkmaktadır. Emlak danışmanının hak ettiği ücretin ödenmemesi durumunda konunun Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru olarak götürüldüğü ve Mahkemece ihlal kararı verildiği görülmüştür. Bu karar, önemi nedeniyle eserde yer almıştır.
Eserde; tüketici-müşterinin emlak danışmanıyla aralarında yazılı sözleşme olmasına rağmen, emlak danışmanının aradan çıkartması halinde sonuçlarının ne olacağı ayrıntılı ve uygulamadan örneklerle ele alınmıştır.
Eser sayesinde emlak danışmanlarının hak kayıplarının önlenmesi yanında, tüketicilerin imzaladığı emlak danışmanlığı sözleşmesiyle üstlendiği borçların ne olduğu konusunda tarafların bilgilendirilmesi amaçlanmıştır.