“1987 yılını düşündüm ilk olarak, matbaa ve mürekkep kokusunu ilk içime çektiğim günleri. Daktiloya kâğıdın bile nasıl takıldığını bilmediğim ama haber servisinde muhabirlik oynadığım gizli saklı saatlere takıldım sonra.
Ve ilk göz göze geldiğimizde büyük bir hayranlıkla gözlerinden gözlerimi ayıramadığım meslekte ki ilk flörtüm fotoğraf makinesini anımsadım. Bana olmadık güzellikleri, haber karelerini aktaran.
Kırımcılık ile başlayan yolu büyük uğraşlar sonucu haber servisine sapan. Sonra muhabirliğe, gazeteciliğe, cemiyet yönetim kurulu üyeliğine, televizyon haber müdürlüğüne, belediye başkan adaylığına ve son olarak Konya Gazeteciler Cemiyeti Müdürlüğü'ne kadar süregelen 33 yılı sanki yeniden yaşadım.
Gecesi gündüzü, yağmuru çamuru, iyisi kötüsü, acısı ve tatlısı ile 12 bin güne ulaşan meslek hayatımı kaleme alırken bu güzellikleri bir kez daha yaşadım.”
-Ali Sait Öge
“1987 yılını düşündüm ilk olarak, matbaa ve mürekkep kokusunu ilk içime çektiğim günleri. Daktiloya kâğıdın bile nasıl takıldığını bilmediğim ama haber servisinde muhabirlik oynadığım gizli saklı saatlere takıldım sonra.
Ve ilk göz göze geldiğimizde büyük bir hayranlıkla gözlerinden gözlerimi ayıramadığım meslekte ki ilk flörtüm fotoğraf makinesini anımsadım. Bana olmadık güzellikleri, haber karelerini aktaran.
Kırımcılık ile başlayan yolu büyük uğraşlar sonucu haber servisine sapan. Sonra muhabirliğe, gazeteciliğe, cemiyet yönetim kurulu üyeliğine, televizyon haber müdürlüğüne, belediye başkan adaylığına ve son olarak Konya Gazeteciler Cemiyeti Müdürlüğü'ne kadar süregelen 33 yılı sanki yeniden yaşadım.
Gecesi gündüzü, yağmuru çamuru, iyisi kötüsü, acısı ve tatlısı ile 12 bin güne ulaşan meslek hayatımı kaleme alırken bu güzellikleri bir kez daha yaşadım.”
-Ali Sait Öge