Gazi İbrahim Tevfik Çırakman, 1887 yılında Ankara, Ayaş’ta dünyaya gelir. On dört yaşında hafız olur. Ayaş Rüşdiyesi’nin ardından medrese yüksek eğitimini tamamlar. Ankara Muallim Okulu’nun sınavlarını 1910 yılında vererek 23 yaşında öğretmen olur.
19 Aralık 1917 tarihinde, 30 yaşındayken, İhtiyat Zabiti (Yedek Subay) adayı olarak askere alınır. Bir yıl askeri eğitimin ardından Ocak 1918’te Suriye Tartus şehrinde Takım Komutanı olarak göreve başlar. Şam’ın düşmesinden sonra Ekim 1918’de Emir Faysal’ın komutasına geçen Arap askerleri tarafından Lazkiye’de esir alınır. Lübnan’ı alan Fransız askerleri tarafından 9 Kasım 1918 yılında Beyrut’a getirilir. Fransızlar Ocak 1919 yılında ellerindeki esirleri İngilizlerin Mısır’daki meşhur Seydi Beşir Esir Kampı’na gönderirler. İbrahim Tevfik Bey’in yaklaşık iki yıllık esaretinin 20 ayı bu esir kampında, çölün kavurucu sıcağı ve boğucu nemi altında geçer. 1 Ekim 1920 yılında esaretten kurtulan İbrahim Tevfik Bey, 6 Ekim’de bir grup esir Osmanlı askeriyle birlikte İstanbul’a döner ve terhis olur. 9 Kasım 1920’de memleketi Ayaş’a ulaşır. Esaretten döndükten beş ay sonra II. İnönü Savaşı’nın (23 Mart-1 Nisan) hemen akabinde, 7 Nisan 1921 tarihinde tekrar askere alınır. Garp Cephesi 61. Tümen, 190. Alay, 2. Tabur, 5. Bölük, Takım Subayı olarak göreve başlar. Birliğiyle birlikte Kütahya-Eskişehir Savaşları’na (10-25 Temmuz 1921) katılır. Sakarya Meydan Savaşı’nda (23 Ağustos-13 Eylül 1921) ve Büyük Taarruz’da (26 Ağustos-9 Eylül 1922) düşmanla ana cephe hattında savaşır. Alayı ile birlikte Yunan Ordusu’nu İzmir’e doğru sürerken 31 Ağustos 1922 günü öğlen vakti, Uşak Belikdüzü’ne (Kurtköy) yakın bir yerde vücuduna üç kurşun saplanarak yaralanır. Konya ve Ankara hastanelerinde tedavi olduktan sonra 29 Ekim 1922 yılında Kocaeli Tavşancıl’daki birliğine geri döner. 16 Haziran 1923 tarihinde terhis olur. Terhisin ardından kısa süreli bir esnaflık girişiminden sonra tekrar öğretmenliğe başlar ve Polatlı Şabanözü Köyü’ne öğretmen olarak atanır. Bir yıl bu köyde öğretmenlik yaptıktan sonra 1924 yılının güz döneminde öğretmenlikten ayrılır.
Gazi İbrahim Tevfik Çırakman’ın Hatıratı 1918-1924 yılları arasında yukarıda ana hatlarını aktardığımız, onun doğrudan tanık olduğu tarihi olayları, gözlem ve deneyimlerini kapsamaktadır.
1918-1924 yılları, 1. Dünya Savaşı’nda; bir milyondan fazla şehidin verildiği, katliamların, göçlerin, kıtlıkların yaşandığı, yüzbinlerce çocuğun yetim kaldığı, altı yüzyıllık çınar Osmanlının çöktüğü ve Anadolu halkının acı, sabır ve kanla yoğrularak var oluş mücadelesini verdiği yıllardır.
Gazi İbrahim Tevfik Bey bu çöküş ve var oluş mücadelesinin; açlıkla, acıyla, korkuyla, terle, esaretle, savaşla, kanla sınanmış tanığıdır. Bu eser, Gazi İbrahim Tevfik Bey’in, onun yaşadığı tanıklık ve acılarla, bir milletin varoluş mücadelesinin hikâyesidir.
Gazi İbrahim Tevfik Çırakman’ın Hatıratı, 1. Dünya Savaşı’nın son yıllarında Arap coğrafyasında yaşananlar, İstiklal Mücadelesi’nde ordunun durumu ve yapılan savaşlar hakkında ayrıntılı bilgiler vermesi açısından önemlidir. Aynı zamanda hatıratı İstiklâl Harbi sonrası Anadolu’nun sosyo-ekonomik yapısı, toplumun eğitim düzeyi ve geçmişten bugüne devam eden yönetim zihniyeti sorunlarına ilişkin de önemli bilgiler sunmaktadır. Bu bilgiler Türkiye’nin bir asırdır çözülememiş olan eğitim sorununun kök nedenlerinin anlaşılması açısından da önem taşımaktadır.
Gazi İbrahim Tevfik Çırakman, 1887 yılında Ankara, Ayaş’ta dünyaya gelir. On dört yaşında hafız olur. Ayaş Rüşdiyesi’nin ardından medrese yüksek eğitimini tamamlar. Ankara Muallim Okulu’nun sınavlarını 1910 yılında vererek 23 yaşında öğretmen olur.
19 Aralık 1917 tarihinde, 30 yaşındayken, İhtiyat Zabiti (Yedek Subay) adayı olarak askere alınır. Bir yıl askeri eğitimin ardından Ocak 1918’te Suriye Tartus şehrinde Takım Komutanı olarak göreve başlar. Şam’ın düşmesinden sonra Ekim 1918’de Emir Faysal’ın komutasına geçen Arap askerleri tarafından Lazkiye’de esir alınır. Lübnan’ı alan Fransız askerleri tarafından 9 Kasım 1918 yılında Beyrut’a getirilir. Fransızlar Ocak 1919 yılında ellerindeki esirleri İngilizlerin Mısır’daki meşhur Seydi Beşir Esir Kampı’na gönderirler. İbrahim Tevfik Bey’in yaklaşık iki yıllık esaretinin 20 ayı bu esir kampında, çölün kavurucu sıcağı ve boğucu nemi altında geçer. 1 Ekim 1920 yılında esaretten kurtulan İbrahim Tevfik Bey, 6 Ekim’de bir grup esir Osmanlı askeriyle birlikte İstanbul’a döner ve terhis olur. 9 Kasım 1920’de memleketi Ayaş’a ulaşır. Esaretten döndükten beş ay sonra II. İnönü Savaşı’nın (23 Mart-1 Nisan) hemen akabinde, 7 Nisan 1921 tarihinde tekrar askere alınır. Garp Cephesi 61. Tümen, 190. Alay, 2. Tabur, 5. Bölük, Takım Subayı olarak göreve başlar. Birliğiyle birlikte Kütahya-Eskişehir Savaşları’na (10-25 Temmuz 1921) katılır. Sakarya Meydan Savaşı’nda (23 Ağustos-13 Eylül 1921) ve Büyük Taarruz’da (26 Ağustos-9 Eylül 1922) düşmanla ana cephe hattında savaşır. Alayı ile birlikte Yunan Ordusu’nu İzmir’e doğru sürerken 31 Ağustos 1922 günü öğlen vakti, Uşak Belikdüzü’ne (Kurtköy) yakın bir yerde vücuduna üç kurşun saplanarak yaralanır. Konya ve Ankara hastanelerinde tedavi olduktan sonra 29 Ekim 1922 yılında Kocaeli Tavşancıl’daki birliğine geri döner. 16 Haziran 1923 tarihinde terhis olur. Terhisin ardından kısa süreli bir esnaflık girişiminden sonra tekrar öğretmenliğe başlar ve Polatlı Şabanözü Köyü’ne öğretmen olarak atanır. Bir yıl bu köyde öğretmenlik yaptıktan sonra 1924 yılının güz döneminde öğretmenlikten ayrılır.
Gazi İbrahim Tevfik Çırakman’ın Hatıratı 1918-1924 yılları arasında yukarıda ana hatlarını aktardığımız, onun doğrudan tanık olduğu tarihi olayları, gözlem ve deneyimlerini kapsamaktadır.
1918-1924 yılları, 1. Dünya Savaşı’nda; bir milyondan fazla şehidin verildiği, katliamların, göçlerin, kıtlıkların yaşandığı, yüzbinlerce çocuğun yetim kaldığı, altı yüzyıllık çınar Osmanlının çöktüğü ve Anadolu halkının acı, sabır ve kanla yoğrularak var oluş mücadelesini verdiği yıllardır.
Gazi İbrahim Tevfik Bey bu çöküş ve var oluş mücadelesinin; açlıkla, acıyla, korkuyla, terle, esaretle, savaşla, kanla sınanmış tanığıdır. Bu eser, Gazi İbrahim Tevfik Bey’in, onun yaşadığı tanıklık ve acılarla, bir milletin varoluş mücadelesinin hikâyesidir.
Gazi İbrahim Tevfik Çırakman’ın Hatıratı, 1. Dünya Savaşı’nın son yıllarında Arap coğrafyasında yaşananlar, İstiklal Mücadelesi’nde ordunun durumu ve yapılan savaşlar hakkında ayrıntılı bilgiler vermesi açısından önemlidir. Aynı zamanda hatıratı İstiklâl Harbi sonrası Anadolu’nun sosyo-ekonomik yapısı, toplumun eğitim düzeyi ve geçmişten bugüne devam eden yönetim zihniyeti sorunlarına ilişkin de önemli bilgiler sunmaktadır. Bu bilgiler Türkiye’nin bir asırdır çözülememiş olan eğitim sorununun kök nedenlerinin anlaşılması açısından da önem taşımaktadır.