"Bu Osman'ın deliliği ne öncekilere ne de sonrakilere benzemez. Bazı yiğit için gözünü budaktan esirgemez derler ya, Osman öyle de değil. Gözüne sokacak budak arayan cinsten. Hak Teala'ya tevekkül edip göz göre göre atını sürmüş pusunun üzerine."
“Gaziler Çağının Padişahı Osman Bey” özellikle ilk gençlik çağının okumaya bayılacağı akıcı bir öykü diline sahip. Okurunu sımsıkı sarıyor ve kitap bitene kadar bir daha bırakmıyor. Bu kitap asla akademik bir çalışma değil, aksine insana dokunan, öznel ve alabildiğine bizim tarafımızda bir anlatımı var. Okurken, sanki birileri köydeki maceraları anlatıyormuş gibi kendinizi kaptırıyorsunuz. İnsana dokunuyor ve metindeki karakteri adeta bu asra taşıyor. Sayfalar arasında ilerlerken tarihi mekanların kokusu odanızın içine giriyor adeta. Bu etkiyi sağlamasında şüphesiz Aşık Paşazade ve Neşri gibi klasik kaynaklarımızın izini ve üslubunu takip etmiş olmasının payı çok fazla. Kapağını kapattığınızda “Keşke bitmeseydi” demekten kendinizi alamayacaksınız…
"Bu Osman'ın deliliği ne öncekilere ne de sonrakilere benzemez. Bazı yiğit için gözünü budaktan esirgemez derler ya, Osman öyle de değil. Gözüne sokacak budak arayan cinsten. Hak Teala'ya tevekkül edip göz göre göre atını sürmüş pusunun üzerine."
“Gaziler Çağının Padişahı Osman Bey” özellikle ilk gençlik çağının okumaya bayılacağı akıcı bir öykü diline sahip. Okurunu sımsıkı sarıyor ve kitap bitene kadar bir daha bırakmıyor. Bu kitap asla akademik bir çalışma değil, aksine insana dokunan, öznel ve alabildiğine bizim tarafımızda bir anlatımı var. Okurken, sanki birileri köydeki maceraları anlatıyormuş gibi kendinizi kaptırıyorsunuz. İnsana dokunuyor ve metindeki karakteri adeta bu asra taşıyor. Sayfalar arasında ilerlerken tarihi mekanların kokusu odanızın içine giriyor adeta. Bu etkiyi sağlamasında şüphesiz Aşık Paşazade ve Neşri gibi klasik kaynaklarımızın izini ve üslubunu takip etmiş olmasının payı çok fazla. Kapağını kapattığınızda “Keşke bitmeseydi” demekten kendinizi alamayacaksınız…