Gerçeğin, anlamaktan çok hissedilebileceğine inanan Gazzâli şöyle diyordu:
“Bir durumu veya insanı sadece Allah değiştirebilir. Bize düşen, bunun önündeki engelleri ortadan kaldırmaktır. Allah’a ulaşan yolun üzerindeki manileri gidermek… İşte ilmin işlevi buydu, bu olmalıydı. Faydasız ilimden Allah’a sığınmayı öğrenmiştim. Allah’tan önce nefsimin ıslahını diledim. Diledim ki, başkalarına da yararım olabilsin.”
Sadık Yalsızuçanlar’ın birbirinden kıymetli öyküleri, “İrfan Pınarından Öyküler” çatısı altında sizler için derlenip hazırlandı. Hak ve hakikat yolculuğunun ana arterlerinden hareketle, dervişâne his zincirlerinin birbirini tamamladığı; gönül, vicdan, iman ve Hakk rızası uğruna adanmış hayatlar hepimize bu hayat yolculuğunda, hayat ötesine dair âdeta birer yol haritası ve bu yola dizilmiş hakikat kandillerini sunuyor. Her bir öykü, gönül hanemizdeki iman kalesini bir kat daha muhkem kılıyor.
Gerçeğin, anlamaktan çok hissedilebileceğine inanan Gazzâli şöyle diyordu:
“Bir durumu veya insanı sadece Allah değiştirebilir. Bize düşen, bunun önündeki engelleri ortadan kaldırmaktır. Allah’a ulaşan yolun üzerindeki manileri gidermek… İşte ilmin işlevi buydu, bu olmalıydı. Faydasız ilimden Allah’a sığınmayı öğrenmiştim. Allah’tan önce nefsimin ıslahını diledim. Diledim ki, başkalarına da yararım olabilsin.”
Sadık Yalsızuçanlar’ın birbirinden kıymetli öyküleri, “İrfan Pınarından Öyküler” çatısı altında sizler için derlenip hazırlandı. Hak ve hakikat yolculuğunun ana arterlerinden hareketle, dervişâne his zincirlerinin birbirini tamamladığı; gönül, vicdan, iman ve Hakk rızası uğruna adanmış hayatlar hepimize bu hayat yolculuğunda, hayat ötesine dair âdeta birer yol haritası ve bu yola dizilmiş hakikat kandillerini sunuyor. Her bir öykü, gönül hanemizdeki iman kalesini bir kat daha muhkem kılıyor.