Uykuda Çocuk Ölümleri ve Karadelik Güncesi'nin ardından Gecenin Atları ile "Konstantiniyye Üçlemesi" tamamlanıyor. Altın ve gümüş paralarla alışveriş edilen, bilgisayar kullanılan, hamamlara gidilen, çelik strüktürlü gökdelenlerde çalışılan, atlı kupa arabalarına binilen, girift bir metro ağıyla kaplı, değişik dönemler, yapılar, buluşlar ve olayların iç içe geçtiği tuhaf, "zamanötesi" bir İstanbul'da, "Konstantiniyye Üniversitesi"nde geçiyor bütün olaylar. Okur, "PSİKA profesörü Bahtiyar Bahtıkara" karakteri üzerinden şaşırtıcı, dramatik, trajikomik olaylarla dolu, düpedüz grotesk ve fantastik dünyaya çekiliyor... Bilim-din, mutluluk-mutsuzluk, hastalık-sağlık, kader, zaman ve ölümsüzlük gibi can alıcı konularla hesaplaşmalar türlü dil oyunlarıyla, ironik tanımlamalar ve betimlemelerle, karamizah yüklü adlandırmalarla, sivri metaforlar ve çarpıtmalarla, kısacası görkemli bir dil büyüsüyle adeta şenliğe dönüşüyor. Ali Teoman'dan coşkulu ve atak bir son roman: Gecenin Atları.
Uykuda Çocuk Ölümleri ve Karadelik Güncesi'nin ardından Gecenin Atları ile "Konstantiniyye Üçlemesi" tamamlanıyor. Altın ve gümüş paralarla alışveriş edilen, bilgisayar kullanılan, hamamlara gidilen, çelik strüktürlü gökdelenlerde çalışılan, atlı kupa arabalarına binilen, girift bir metro ağıyla kaplı, değişik dönemler, yapılar, buluşlar ve olayların iç içe geçtiği tuhaf, "zamanötesi" bir İstanbul'da, "Konstantiniyye Üniversitesi"nde geçiyor bütün olaylar. Okur, "PSİKA profesörü Bahtiyar Bahtıkara" karakteri üzerinden şaşırtıcı, dramatik, trajikomik olaylarla dolu, düpedüz grotesk ve fantastik dünyaya çekiliyor... Bilim-din, mutluluk-mutsuzluk, hastalık-sağlık, kader, zaman ve ölümsüzlük gibi can alıcı konularla hesaplaşmalar türlü dil oyunlarıyla, ironik tanımlamalar ve betimlemelerle, karamizah yüklü adlandırmalarla, sivri metaforlar ve çarpıtmalarla, kısacası görkemli bir dil büyüsüyle adeta şenliğe dönüşüyor. Ali Teoman'dan coşkulu ve atak bir son roman: Gecenin Atları.