Gazeteci, fotoğraf sanatçısı, belgesel film yönetmeni ve yazar Güneş Karabuda'nın anlamlı yaşamı, bir ömre sığmayacak yoğunluktadır. Gülseren Engström bu kitapta, yarım asra damgasını vuran olay ve kişileri Karabuda'nın tarafsız ve duyarlı gözünden izleme olağını sunuyor bizlere. Engström, siyasal ve toplumsal açıdan dönüm noktası sayılabilecek olaylara tanıklık eden Karabuda'nın yaşamöyküsünü, doğduğu İzmit Devlet Hastanesi'nden başlayarak anlatmaktadır. Şu anda Paris, Stockholm, İstanbul üçgeninde yaşayan, çocukluk arkadaşlarının gevrek kahkalarını özleyen, İsveçlilerin hakseverliği ile sadeliklerini seven, Paris'teki anılarına tutkun, her şeyden önce kalbi Beyoğlu'nda atan Güneş Karabuda2nın anlattıkları, yakın tarihimizi daha iyi anlamamıza katkıda bulunacaktır. İsveç basınının, "Güneş Karabuda ve eşi Barbro olmasaydı, televizyon seyircisinin uzakların ötesindeki ülkeler hakkındaki bilgisi eksik olurdu" dediği Karabuda çiftinin öyküsü, aynı zamanda klasik türden olmayan bir aşk öyküsüdür.
Gazeteci, fotoğraf sanatçısı, belgesel film yönetmeni ve yazar Güneş Karabuda'nın anlamlı yaşamı, bir ömre sığmayacak yoğunluktadır. Gülseren Engström bu kitapta, yarım asra damgasını vuran olay ve kişileri Karabuda'nın tarafsız ve duyarlı gözünden izleme olağını sunuyor bizlere. Engström, siyasal ve toplumsal açıdan dönüm noktası sayılabilecek olaylara tanıklık eden Karabuda'nın yaşamöyküsünü, doğduğu İzmit Devlet Hastanesi'nden başlayarak anlatmaktadır. Şu anda Paris, Stockholm, İstanbul üçgeninde yaşayan, çocukluk arkadaşlarının gevrek kahkalarını özleyen, İsveçlilerin hakseverliği ile sadeliklerini seven, Paris'teki anılarına tutkun, her şeyden önce kalbi Beyoğlu'nda atan Güneş Karabuda2nın anlattıkları, yakın tarihimizi daha iyi anlamamıza katkıda bulunacaktır. İsveç basınının, "Güneş Karabuda ve eşi Barbro olmasaydı, televizyon seyircisinin uzakların ötesindeki ülkeler hakkındaki bilgisi eksik olurdu" dediği Karabuda çiftinin öyküsü, aynı zamanda klasik türden olmayan bir aşk öyküsüdür.