Yirminci yüzyılın bitmeye yüz tuttuğu bir makas geçişinde insanlığın yaşadığı en büyük travmalardan biriydi Yugoslavya’da olup biten trajedi. Devamında görülen duruşmaların yankısı, sebep olduğu geniş ölçekli tartışmalar ise hâlâ tam bir uzlaşıya varabilmiş değil. Bu hassas konuya çok yönlü ve incelikli bir tavırla yaklaşan Ozan Erözden, yaygın ölçekte şiddete başvurmuş bir otoriter veya totaliter rejimin ya da merkezi otoritenin yokluğunda baş gösteren yoğun bir çatışmanın toplumsal dokuda yarattığı tahribatın nasıl giderileceğini temel önemde bir sorun olarak tanımlıyor. Buna ilişkin olarak, uluslararası insancıl hukuka dönük ağır ihlallerin gerçekleştiği bir çatışma sonrasında ve/veya insanlığa karşı suçları sistematik olarak işlemiş bir rejimin tasfiyesi sürecinde, toplumsal dokudaki tahribatın onarılması için geçmişle yüzleşmenin gerekli olduğu düşüncesini titizlikle gerekçelendiriyor. Can alıcı önemdeki bir konuya ufuk açıcı bir bakışla eğilen bir tartışma.
Yirminci yüzyılın bitmeye yüz tuttuğu bir makas geçişinde insanlığın yaşadığı en büyük travmalardan biriydi Yugoslavya’da olup biten trajedi. Devamında görülen duruşmaların yankısı, sebep olduğu geniş ölçekli tartışmalar ise hâlâ tam bir uzlaşıya varabilmiş değil. Bu hassas konuya çok yönlü ve incelikli bir tavırla yaklaşan Ozan Erözden, yaygın ölçekte şiddete başvurmuş bir otoriter veya totaliter rejimin ya da merkezi otoritenin yokluğunda baş gösteren yoğun bir çatışmanın toplumsal dokuda yarattığı tahribatın nasıl giderileceğini temel önemde bir sorun olarak tanımlıyor. Buna ilişkin olarak, uluslararası insancıl hukuka dönük ağır ihlallerin gerçekleştiği bir çatışma sonrasında ve/veya insanlığa karşı suçları sistematik olarak işlemiş bir rejimin tasfiyesi sürecinde, toplumsal dokudaki tahribatın onarılması için geçmişle yüzleşmenin gerekli olduğu düşüncesini titizlikle gerekçelendiriyor. Can alıcı önemdeki bir konuya ufuk açıcı bir bakışla eğilen bir tartışma.