İnsanoğlunun varoluşundan günümüze kadar dünyada kültürel anlamda pek çok değişim ve dönüşüm gerçekleşmiştir. Akıl, bilgi ve bireye önem veren aydınlanma düşüncesi ile dünyada çok büyük ve önemli değişimlere neden olmuştur. Yeni bir anlayış ve yapısal değişikliği hedefleyen aydınlanma felsefesi eski sistem ve anlayışı yıkarken, yeni düşünce insan merkezli ve insanın mutluluğunu esas alan bir anlayışı da beraberinde getirmiştir. Bu durum yasalara ve insanın yaşam biçimine de yansımıştır. İnsanoğlunun ruhunda var olan yardımlaşma, iyilik yapma, paylaşma duygusu vakıf olarak ortaya çıkmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nda pek çok vakıf kurulmuştur.
Cumhuriyetin ilanı sonrasında 1926 yılında kabul edilen Medeni Kanun’la birlikte birebir kişi ile özdeşleştirilen vakıflar, aynı zamanda kurumsal kimlik de kazanmışlardır. Geçmişten geleceğe sosyal, kültürel, toplumsal, hukuksal, siyasal her alanda bir köprü vazifesi görevini üstlenen vakıflar, yaşanmışlıktan gelen birikimlerini yasal güvencelerle kurumsal olarak yapmaya devam etmişlerdir. Cumhuriyetle birlikte her alanda yeni vakıflar da kurulmuştur.
Bu kitapta Çanakkale’de Osmanlı’dan günümüze kadar kurulan vakıflar ile Çanakkale’nin tarihsel, kültürel değerlerini korumak, yaşatmak, geliştirmek ve yeni eserler katmak amacıyla 1984 yılından beri faaliyetlerini sürdüren Çanakkale Tarih ve Kültür Vakfı incelenmiştir.
İnsanoğlunun varoluşundan günümüze kadar dünyada kültürel anlamda pek çok değişim ve dönüşüm gerçekleşmiştir. Akıl, bilgi ve bireye önem veren aydınlanma düşüncesi ile dünyada çok büyük ve önemli değişimlere neden olmuştur. Yeni bir anlayış ve yapısal değişikliği hedefleyen aydınlanma felsefesi eski sistem ve anlayışı yıkarken, yeni düşünce insan merkezli ve insanın mutluluğunu esas alan bir anlayışı da beraberinde getirmiştir. Bu durum yasalara ve insanın yaşam biçimine de yansımıştır. İnsanoğlunun ruhunda var olan yardımlaşma, iyilik yapma, paylaşma duygusu vakıf olarak ortaya çıkmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nda pek çok vakıf kurulmuştur.
Cumhuriyetin ilanı sonrasında 1926 yılında kabul edilen Medeni Kanun’la birlikte birebir kişi ile özdeşleştirilen vakıflar, aynı zamanda kurumsal kimlik de kazanmışlardır. Geçmişten geleceğe sosyal, kültürel, toplumsal, hukuksal, siyasal her alanda bir köprü vazifesi görevini üstlenen vakıflar, yaşanmışlıktan gelen birikimlerini yasal güvencelerle kurumsal olarak yapmaya devam etmişlerdir. Cumhuriyetle birlikte her alanda yeni vakıflar da kurulmuştur.
Bu kitapta Çanakkale’de Osmanlı’dan günümüze kadar kurulan vakıflar ile Çanakkale’nin tarihsel, kültürel değerlerini korumak, yaşatmak, geliştirmek ve yeni eserler katmak amacıyla 1984 yılından beri faaliyetlerini sürdüren Çanakkale Tarih ve Kültür Vakfı incelenmiştir.