Necdet Özkaya, gerçek hayatta yaşananlar mı daha acımasız ve kötücüldür ya da romanlarda anlatılan hayatlarda yaşanan olaylar mı? sorusunu bağımsızca okunabilen, birbirini izlemeyen SEKÜLER TRAGEDYA ÜÇLÜSÜ adlı romanlarında yanıtlıyor.
Deneyim ya da Tecrübe adı verilen kavramın öneminin, değerinin, vazgeçilmezliğinin ayırdında değildim ki olamazdım; hiç aldatılmamış, kazık yememiş, büyük yalanlarla karşılaşmamış, kandırılmamış ve yerlerde sürüklenmemiştim henüz.
*
Alzheimer: Olumsuz, kişiyi ölmeden öldüren, yaşarken bir bitkiye, ağaca çeviren bu hastalık oluşmadan, belirtileri ağırlaşmadan önlem almak, hastalanmayı önlemek olanaklı mıydı?
*
Kuşku, güvensizlik duygularını geliştirip büyütüyor ve beklenmedik anlarda en sert darbesini, dost, arkadaş, sevgili, iş ortağı, eş gibi ve benzeri birlikteliklerini huzurla sürdüren kişilerin üzerine indiriyordu. Gerçekte, üzerine kuşku bulutları çökmüş evlilikleri sürdürmenin de anlamı yoktu…
*
En karmaşık kurgularla, inanılmaz olaylar içerecek şekilde yazılmış öykülerin, hikâyelerin, anıların, romanların, gerçek yaşam kesitlerini yazan gazetelerin üçüncü sayfalarında yazılan gerçek hayatların yanında basit, masum, hafif ve çocukça kalabildiğini söyleyen herhangi birisine, kim, ne diyebilir ki!
Necdet Özkaya, gerçek hayatta yaşananlar mı daha acımasız ve kötücüldür ya da romanlarda anlatılan hayatlarda yaşanan olaylar mı? sorusunu bağımsızca okunabilen, birbirini izlemeyen SEKÜLER TRAGEDYA ÜÇLÜSÜ adlı romanlarında yanıtlıyor.
Deneyim ya da Tecrübe adı verilen kavramın öneminin, değerinin, vazgeçilmezliğinin ayırdında değildim ki olamazdım; hiç aldatılmamış, kazık yememiş, büyük yalanlarla karşılaşmamış, kandırılmamış ve yerlerde sürüklenmemiştim henüz.
*
Alzheimer: Olumsuz, kişiyi ölmeden öldüren, yaşarken bir bitkiye, ağaca çeviren bu hastalık oluşmadan, belirtileri ağırlaşmadan önlem almak, hastalanmayı önlemek olanaklı mıydı?
*
Kuşku, güvensizlik duygularını geliştirip büyütüyor ve beklenmedik anlarda en sert darbesini, dost, arkadaş, sevgili, iş ortağı, eş gibi ve benzeri birlikteliklerini huzurla sürdüren kişilerin üzerine indiriyordu. Gerçekte, üzerine kuşku bulutları çökmüş evlilikleri sürdürmenin de anlamı yoktu…
*
En karmaşık kurgularla, inanılmaz olaylar içerecek şekilde yazılmış öykülerin, hikâyelerin, anıların, romanların, gerçek yaşam kesitlerini yazan gazetelerin üçüncü sayfalarında yazılan gerçek hayatların yanında basit, masum, hafif ve çocukça kalabildiğini söyleyen herhangi birisine, kim, ne diyebilir ki!