Sâbitâ gam yeme kim her mihnet içinde lezzet
Gökyüzü ebr-i feşân bağlasa bârân getirir
Her medeniyet anlayışı, insanını kendi ufku ve dünyası içinde yetiştirir. Toplum, sanatıyla kendini ifade eder; hem halde var olmanın hem istikbalde devam etmenin yolu sanattan da geçer.
Gelenek, Sanat ve Medeniyet, zamanı, mekânı, hayatı ve insanı kendi medeniyet dairesinde anlamlandırmaktan uzaklaşan günümüz insanını, vahiy medeniyeti ile Batı medeniyetini doğru yorumlayıp içinde yaşadığı toplumun ihtiyacı olan sanatı üretmeye davet ediyor. Eski değerlerinden vazgeçemeyen bir yandan da zihin ve gönül dünyasında Batı’ya ait kavramların hayat bulduğu bizlere, bir araya gelmesi imkânsız görünen bu değerlerin sentezinde ufuk açıyor.
Çocukluk yılları, “Bir ulu rüyayı görenlerin” dizi dibinde geçen Prof. Dr. Sadettin Ökten, kitap boyunca zarif üslûbuyla, “Ben kimim?” sorunsalına, “kendi gök kubbemiz” altındaki, bağlı bulunduğumuz medeniyet tasavvurunun anlam katmanlarını aralayarak bir cevap bulmamıza rehberlik ediyor.
Sâbitâ gam yeme kim her mihnet içinde lezzet
Gökyüzü ebr-i feşân bağlasa bârân getirir
Her medeniyet anlayışı, insanını kendi ufku ve dünyası içinde yetiştirir. Toplum, sanatıyla kendini ifade eder; hem halde var olmanın hem istikbalde devam etmenin yolu sanattan da geçer.
Gelenek, Sanat ve Medeniyet, zamanı, mekânı, hayatı ve insanı kendi medeniyet dairesinde anlamlandırmaktan uzaklaşan günümüz insanını, vahiy medeniyeti ile Batı medeniyetini doğru yorumlayıp içinde yaşadığı toplumun ihtiyacı olan sanatı üretmeye davet ediyor. Eski değerlerinden vazgeçemeyen bir yandan da zihin ve gönül dünyasında Batı’ya ait kavramların hayat bulduğu bizlere, bir araya gelmesi imkânsız görünen bu değerlerin sentezinde ufuk açıyor.
Çocukluk yılları, “Bir ulu rüyayı görenlerin” dizi dibinde geçen Prof. Dr. Sadettin Ökten, kitap boyunca zarif üslûbuyla, “Ben kimim?” sorunsalına, “kendi gök kubbemiz” altındaki, bağlı bulunduğumuz medeniyet tasavvurunun anlam katmanlarını aralayarak bir cevap bulmamıza rehberlik ediyor.