Gelincik Bir PKK'lı ile Türk Subayının Aşkı

Stok Kodu:
9786054921287
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
368
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%19 indirimli
220,00TL
178,20TL
Taksitli fiyat: 9 x 21,78TL
9786054921287
1110983
Gelincik
Gelincik Bir PKK'lı ile Türk Subayının Aşkı
178.20

“Önce bir gülümseme yayılmıştı dudaklarına. Onun, ken­disini korumak için gecenin bir vakti telefon açmasından mutlu olmuştu. Bir telefon kadar yakın, bir ömür kadar uzak, dokunabileceğin kadar gerçek, hiç ulaşamayacağın kadar hayal olan kadın, bulutların arasından elini uzatıp bu kirli boğuşmada onu korumaya çalışıyordu. Yüzerken denize parmağındaki yüzüğü düşüren, su­yun berraklığında onu kumların arasında gö­rebilen ama ona ulaşacak kadar derine dalamayanların çare­sizliğini hissetmişti kendinde. Üstelik yüzüğe ulaşmak için her dalışında, oradan geçen bir dip balığının korkuyla yere vurduğu bir kuyruk, kumların arasına sızmaya çalışan bir yengecin telaşlı koşturması ya da kendisinin suda yarattığı hareketle tabandaki kum dalgalanıyor, parmaktan kayıp giden yüzük de gözlerden uzaklaşıyordu her saniye.”

Onlar hayat ile ölüm arasındaki ince çizginin üzerinde bir cambaz gibi yürürken görmüşlerdi birbirlerini. Kendilerini bekleyen tehlikelerden habersiz birer hayat hediye ettiler karşılıklı.

Güya gizlediler yaptıklarını bütün gözlerden.

Ama çevrelerinde haberdar olmadıkları bir ateş çemberi vardı ve ona yaklaştıkça yandılar.
Kurşuni bulutlarla kaplı 1990’lı yıllarda, dağlarda filizlenen bu aşkı okurken, güneydoğuda yaşanan olaylara ne kadar uzak ne kadar yakın olduğunuzu hissedeceksiniz.

İmkansız derecesindeki bir aşkın sizi nasıl da sarıp sarmaladığını göreceksiniz.

“Önce bir gülümseme yayılmıştı dudaklarına. Onun, ken­disini korumak için gecenin bir vakti telefon açmasından mutlu olmuştu. Bir telefon kadar yakın, bir ömür kadar uzak, dokunabileceğin kadar gerçek, hiç ulaşamayacağın kadar hayal olan kadın, bulutların arasından elini uzatıp bu kirli boğuşmada onu korumaya çalışıyordu. Yüzerken denize parmağındaki yüzüğü düşüren, su­yun berraklığında onu kumların arasında gö­rebilen ama ona ulaşacak kadar derine dalamayanların çare­sizliğini hissetmişti kendinde. Üstelik yüzüğe ulaşmak için her dalışında, oradan geçen bir dip balığının korkuyla yere vurduğu bir kuyruk, kumların arasına sızmaya çalışan bir yengecin telaşlı koşturması ya da kendisinin suda yarattığı hareketle tabandaki kum dalgalanıyor, parmaktan kayıp giden yüzük de gözlerden uzaklaşıyordu her saniye.”

Onlar hayat ile ölüm arasındaki ince çizginin üzerinde bir cambaz gibi yürürken görmüşlerdi birbirlerini. Kendilerini bekleyen tehlikelerden habersiz birer hayat hediye ettiler karşılıklı.

Güya gizlediler yaptıklarını bütün gözlerden.

Ama çevrelerinde haberdar olmadıkları bir ateş çemberi vardı ve ona yaklaştıkça yandılar.
Kurşuni bulutlarla kaplı 1990’lı yıllarda, dağlarda filizlenen bu aşkı okurken, güneydoğuda yaşanan olaylara ne kadar uzak ne kadar yakın olduğunuzu hissedeceksiniz.

İmkansız derecesindeki bir aşkın sizi nasıl da sarıp sarmaladığını göreceksiniz.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat