“Her şeye rağmen şimdiye dek yaşadıklarımıza, bildiğimize tutunmaya çalışıyoruz, geçmişimizden başka bir şeyimiz yok. Tutunacak başka bir şey yok.”
“Bu durumda sokaktaki bilinmez ve düşman gölgelerden biri de ben olurdum. Kargaşanın kahramanlarından birisi. Sinsice apartmanların camlarını gözetleyen, köşe başlarında nöbet tutanları kollayan diğer gölgeler gibi bir gölge. Kargaşanın asli bir unsuru olarak, kargaşanın öznelerinden biri olarak sarhoşluğa doğru sürüklenerek bilinçsiz de olsa yıkımı hızlandırmaya uğraşırdım. Bunun canlılık ve hayatiyet olduğunu kabul ediyorum ama bunların hiçbirisini yapamıyorum, hatta şu kadını bile sürükleyip dışarı atamıyorum, yaşamın kurallara göre aktığı fikrine sarılmaya devam ediyorum. Geçmişe ve kurallara sarılmak ölümcüldür.”
Gemide Yer Yok Ömer F. Oyal’in beklense de hazırlıksız yakalanılan bir iç savaşı bir iç konuşma, gündelik olaylar, küçük ama hayati ayrıntılar üzerinden anlattığı çarpıcı bir roman. Bütün hayatların ve mekânların işgal edildiği, yetişkinlerin hızla zalimleştiği, çocukların hızla büyüdüğü, yarın duygusunun herkesin avucundan kayıp gittiği, umutsuzca bir bilinmeze yelken açılan bir hayatta kalma mücadelesi…
“Her şeye rağmen şimdiye dek yaşadıklarımıza, bildiğimize tutunmaya çalışıyoruz, geçmişimizden başka bir şeyimiz yok. Tutunacak başka bir şey yok.”
“Bu durumda sokaktaki bilinmez ve düşman gölgelerden biri de ben olurdum. Kargaşanın kahramanlarından birisi. Sinsice apartmanların camlarını gözetleyen, köşe başlarında nöbet tutanları kollayan diğer gölgeler gibi bir gölge. Kargaşanın asli bir unsuru olarak, kargaşanın öznelerinden biri olarak sarhoşluğa doğru sürüklenerek bilinçsiz de olsa yıkımı hızlandırmaya uğraşırdım. Bunun canlılık ve hayatiyet olduğunu kabul ediyorum ama bunların hiçbirisini yapamıyorum, hatta şu kadını bile sürükleyip dışarı atamıyorum, yaşamın kurallara göre aktığı fikrine sarılmaya devam ediyorum. Geçmişe ve kurallara sarılmak ölümcüldür.”
Gemide Yer Yok Ömer F. Oyal’in beklense de hazırlıksız yakalanılan bir iç savaşı bir iç konuşma, gündelik olaylar, küçük ama hayati ayrıntılar üzerinden anlattığı çarpıcı bir roman. Bütün hayatların ve mekânların işgal edildiği, yetişkinlerin hızla zalimleştiği, çocukların hızla büyüdüğü, yarın duygusunun herkesin avucundan kayıp gittiği, umutsuzca bir bilinmeze yelken açılan bir hayatta kalma mücadelesi…