“Hikâyesi kendinden derin bir yara izi olsun isterdim
yüzümde. Her bakanın tekrar tekrar bakacağı
şaşkınlıkla örülü. Mucizelerden ziyade marifetlere
inanarak süregelen. Şarapnelden mütemmim bir
parça kadar derinliği olan, asırlar boyu sürecek
yastan kalmış ve hiç dinmeyecek bir öfkeyle
kanlılarımı hatırlatırcasına mühürlenmiş gibi…
Küskün kaşımın arasından, gözkapağımdan geçerek
elmacık kemiğimde duracak ve yanağıma
erişmeyecek o yarığa neler neler sığdırırdım.”
General Şıvasko, had ve hudut arasında yaşayan
köylülerin var olma çabalarının, şairin peşinden,
geçmişin izinden gidenlerin ve onların peşini
bırakmayanların romanı.
Ali İpek, yara kabuğuna saklanacak kadar küçük ama
onları var edecek kadar da büyük hikâyeleriyle
birlikte geçmişlerini katırlarla taşıyanların zorlu
yolculuğunu anlatıyor.
“Hikâyesi kendinden derin bir yara izi olsun isterdim
yüzümde. Her bakanın tekrar tekrar bakacağı
şaşkınlıkla örülü. Mucizelerden ziyade marifetlere
inanarak süregelen. Şarapnelden mütemmim bir
parça kadar derinliği olan, asırlar boyu sürecek
yastan kalmış ve hiç dinmeyecek bir öfkeyle
kanlılarımı hatırlatırcasına mühürlenmiş gibi…
Küskün kaşımın arasından, gözkapağımdan geçerek
elmacık kemiğimde duracak ve yanağıma
erişmeyecek o yarığa neler neler sığdırırdım.”
General Şıvasko, had ve hudut arasında yaşayan
köylülerin var olma çabalarının, şairin peşinden,
geçmişin izinden gidenlerin ve onların peşini
bırakmayanların romanı.
Ali İpek, yara kabuğuna saklanacak kadar küçük ama
onları var edecek kadar da büyük hikâyeleriyle
birlikte geçmişlerini katırlarla taşıyanların zorlu
yolculuğunu anlatıyor.