Gerçeğin Güzel Huyu - Rumi

Stok Kodu:
9786256036406
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
296
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%25 indirimli
275,00TL
206,25TL
Taksitli fiyat: 9 x 25,21TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9786256036406
1349086
Gerçeğin Güzel Huyu - Rumi
Gerçeğin Güzel Huyu - Rumi
206.25

“İnsan için daima kurtuluş vardır ama bu insanlıktan ötededir. Olağan zaman ve mekânlarda yitirdiklerimizi, olağanüstü zaman ve mekânlarda bulabiliriz.”
Sadık Yalsızuçanlar’ın usta kalemi bu kez Mevlânâ’nın hem zaman hem de mekânsal olarak yakınında, bazen de uzağında lakin merkezinde hep “Kalplerin ve Aşkın Sultanı” varken, onun çevresinde sema ediyor. Kimi zaman bir neyzen, bir derviş olarak dökülüyor kelam; kimi zaman yüzyıllar sonra onun bilgeliğiyle demlenen bir akademisyenden, Konya’ya yolu düşen yas dolu genç bir kadından. Kimi zaman kalbinin çağrısına uyup kilometrelerce uzaktan gelen bir yabancıdan, kimi zaman onun yanında yöresinde yıllarını vermiş bir dergâh yoldaşından…
Lakin dört ana selamdan ve her birinde yedi ayrı anlatıdan oluşan Gerçeğin Güzel Huyu, içeriğindeki pek çok tarihî karakterle, ilahi aşkın pusulasında tek bir merkeze yüzünü çeviriyor, onun gönlüne akıyor: Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî.
“O’na en yakın olduğumuz an, bir bulut gibi kendimizi yitirdiğimiz andı. O şiveyi işittiğimiz yer… O’nu duyduğumuzda hareketleniyor, bir elimizi göğe yükseltiyor, diğerini yere yöneltiyor; sağdan sola, kalbimize doğru dönüyorduk. Bilmeyenin seması, doğallıktı. Bağlıların seması, gerçeğe ulaşma çabasıydı. Erenlerin seması, O’nun güzelliklerini görmekti. Bilgelerin seması sadece seyirdi. Gerçeğin güzel huyunu tatmış olanların seması ise şeylerin içyüzünü görmekti. O’nu dinliyor, O’nunla dönüyor, sadece O’nu görüyordu.”

 

 

“İnsan için daima kurtuluş vardır ama bu insanlıktan ötededir. Olağan zaman ve mekânlarda yitirdiklerimizi, olağanüstü zaman ve mekânlarda bulabiliriz.”
Sadık Yalsızuçanlar’ın usta kalemi bu kez Mevlânâ’nın hem zaman hem de mekânsal olarak yakınında, bazen de uzağında lakin merkezinde hep “Kalplerin ve Aşkın Sultanı” varken, onun çevresinde sema ediyor. Kimi zaman bir neyzen, bir derviş olarak dökülüyor kelam; kimi zaman yüzyıllar sonra onun bilgeliğiyle demlenen bir akademisyenden, Konya’ya yolu düşen yas dolu genç bir kadından. Kimi zaman kalbinin çağrısına uyup kilometrelerce uzaktan gelen bir yabancıdan, kimi zaman onun yanında yöresinde yıllarını vermiş bir dergâh yoldaşından…
Lakin dört ana selamdan ve her birinde yedi ayrı anlatıdan oluşan Gerçeğin Güzel Huyu, içeriğindeki pek çok tarihî karakterle, ilahi aşkın pusulasında tek bir merkeze yüzünü çeviriyor, onun gönlüne akıyor: Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî.
“O’na en yakın olduğumuz an, bir bulut gibi kendimizi yitirdiğimiz andı. O şiveyi işittiğimiz yer… O’nu duyduğumuzda hareketleniyor, bir elimizi göğe yükseltiyor, diğerini yere yöneltiyor; sağdan sola, kalbimize doğru dönüyorduk. Bilmeyenin seması, doğallıktı. Bağlıların seması, gerçeğe ulaşma çabasıydı. Erenlerin seması, O’nun güzelliklerini görmekti. Bilgelerin seması sadece seyirdi. Gerçeğin güzel huyunu tatmış olanların seması ise şeylerin içyüzünü görmekti. O’nu dinliyor, O’nunla dönüyor, sadece O’nu görüyordu.”

 

 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat