Bu kitap; yoğun bir haber-bilgi akışına maruz kaldığımız post-kültürel çağda, hakikat ve kurgu arasındaki ince çizgiyi ayırt edebilmesine katkı mahiyetinde, entelektüel çabanın gerekliliğine olan inançla yazılmıştır. Sağlık iletişiminden gazeteciliğe, popüler dindarlık görüntülerinden televizyon kültürüne, insan hakları konularından politikaya, yeni medyadan siyasal partilerin iletişim kampanyalarına; bu hızlı ve aktif iletişim çağında doğru ve sağlıklı bir iletişim dilinin nasıl olması gerektiğine dair düşünsel bir kaygıyla kaleme alınmıştır.
Kitabın en belirgin özelliği oldukça sade, anlaşılır bir makale dili, üslubu ve anlatımının olmasıdır. Çünkü yazılma gerekçelerinden biri de medya, gazetecilik, bireylerarası iletişim, siyasal iletişim, popüler-kültür ve yeni medya konularını odağına alan iletişim bilimleri ilgililerine sıkı bir entelektüel alt yapı sağlamaktır:
“İşin içine teknoloji girdiğinde daha önce olmayan olanaklardan ve tehditlerden de bahsetmek gerekmektedir. Çünkü bilgi ağları/bulutları ve virüsler kullanılarak ‘zombi'ye dönüştürülen bilgisayarlar veya yazılımlarla yaratılan robotlar, gerçek insan gibi davranarak paylaşımlar yapabilmektedirler. Devamında kitlesel bir tepki varmış görüntüsü oluşturarak sanal bir manipülasyon gerçekleştirebilmektedirler.
Özellikle elaket anlarında ya da toplumsal olaylarda sosyal medya üzerinden yapılan gerçek dışı bilgilerin paylaşımı ve dağılımı, yani manipülasyon; dedikodu, asparagas haber, deforme edilmiş görsel/video, sahte yardım veya bir araya gelme çağrıları olarak kendini göstermektedir. ABD'de gerçekleşen Sandy Kasırgası bunun ilk örneklerinden biridir, binlerce sahte ve asılsız içerik başlı başına yeni bir felaket yaratmıştır.”
Bu kitap; yoğun bir haber-bilgi akışına maruz kaldığımız post-kültürel çağda, hakikat ve kurgu arasındaki ince çizgiyi ayırt edebilmesine katkı mahiyetinde, entelektüel çabanın gerekliliğine olan inançla yazılmıştır. Sağlık iletişiminden gazeteciliğe, popüler dindarlık görüntülerinden televizyon kültürüne, insan hakları konularından politikaya, yeni medyadan siyasal partilerin iletişim kampanyalarına; bu hızlı ve aktif iletişim çağında doğru ve sağlıklı bir iletişim dilinin nasıl olması gerektiğine dair düşünsel bir kaygıyla kaleme alınmıştır.
Kitabın en belirgin özelliği oldukça sade, anlaşılır bir makale dili, üslubu ve anlatımının olmasıdır. Çünkü yazılma gerekçelerinden biri de medya, gazetecilik, bireylerarası iletişim, siyasal iletişim, popüler-kültür ve yeni medya konularını odağına alan iletişim bilimleri ilgililerine sıkı bir entelektüel alt yapı sağlamaktır:
“İşin içine teknoloji girdiğinde daha önce olmayan olanaklardan ve tehditlerden de bahsetmek gerekmektedir. Çünkü bilgi ağları/bulutları ve virüsler kullanılarak ‘zombi'ye dönüştürülen bilgisayarlar veya yazılımlarla yaratılan robotlar, gerçek insan gibi davranarak paylaşımlar yapabilmektedirler. Devamında kitlesel bir tepki varmış görüntüsü oluşturarak sanal bir manipülasyon gerçekleştirebilmektedirler.
Özellikle elaket anlarında ya da toplumsal olaylarda sosyal medya üzerinden yapılan gerçek dışı bilgilerin paylaşımı ve dağılımı, yani manipülasyon; dedikodu, asparagas haber, deforme edilmiş görsel/video, sahte yardım veya bir araya gelme çağrıları olarak kendini göstermektedir. ABD'de gerçekleşen Sandy Kasırgası bunun ilk örneklerinden biridir, binlerce sahte ve asılsız içerik başlı başına yeni bir felaket yaratmıştır.”