Çoğu ebeveyn kabul etmese de, çevrelerini, çocuklarının arkadaşlarını suçlasalar ve ben de her seferinde ısrarla belirtsem de tekrarlayacağım:
Bir insanın kişiliğinin ortalama %75’i 7 yaşına kadar oluşur. Bu süre de genellikle çocukların ebeveynleri ile en çok zaman geçirdikleri, onları gözlemleyip taklit ettikleri dönemdir. İnsanlar, ellerimizden düşürmediğimiz akıllı cihazlar gibi doğarlar, işletim sistemi bedenimizdir. Hafızamız ise bomboştur, tıpkı cihazlarımızın sıfır halleri gibi. Biz onlara nasıl programlar yüklersek, bu programları nasıl kullanır ve cihazlarımıza nasıl davranırsak onlardan alacağımız performans da aynı olacaktır. Zararlı bir program yüzünden virüs kapan cihaz, virüsü hemen temizlenmezse, uzun vadede kullanılmaz hale gelecektir.
Çocuklarımıza da bizler ne verirsek onu öğrenir, yanlarında nasıl davranırsak onları taklit ederler. Çok küçükken zihinlerine işlenen virüslü düşünceler, yanlarında yapılan tehlikeli davranışlar -ahlaki açıdan tehlikeli- çocukların ömürleri boyunca kendilerine ve maalesef çevrelerine zarar verecekleri bir yaşama sahip olmalarına zemin hazırlamış olacaktır. Ve bu durumda ebeveynler iğneyi kendilerine batırmak yerine yine çuvaldızı batıracak yer arayacaklar, arkadaşları, akrabaları, okulları, öğretmenleri suçlanacak, en kötü ihtimal ise “Yaradılışı böyleymiş” diyerek vicdanlarını rahatlatarak yaşamlarına devam edeceklerdir. Unutulmamalıdır ki,
“Çocuklar geleceğe gönderdiğimiz mesajlardır…”
Bu yüzden sizlere ebeveynliği öğretmeye çalışmıyorum, öğretemem de…
Günümüzde ebeveynler neredeyse uzmanlar kadar bilgiye sahip; gerek okudukları kitaplardan gerek internetten gerekse sosyal medyada takip ettikleri uzmanlardan.
Tek amacım, dünyanın en kolay ve de en zor şeyi olan ebeveynlik hakkında sizlere köprü olabilmek.
Çoğu ebeveyn kabul etmese de, çevrelerini, çocuklarının arkadaşlarını suçlasalar ve ben de her seferinde ısrarla belirtsem de tekrarlayacağım:
Bir insanın kişiliğinin ortalama %75’i 7 yaşına kadar oluşur. Bu süre de genellikle çocukların ebeveynleri ile en çok zaman geçirdikleri, onları gözlemleyip taklit ettikleri dönemdir. İnsanlar, ellerimizden düşürmediğimiz akıllı cihazlar gibi doğarlar, işletim sistemi bedenimizdir. Hafızamız ise bomboştur, tıpkı cihazlarımızın sıfır halleri gibi. Biz onlara nasıl programlar yüklersek, bu programları nasıl kullanır ve cihazlarımıza nasıl davranırsak onlardan alacağımız performans da aynı olacaktır. Zararlı bir program yüzünden virüs kapan cihaz, virüsü hemen temizlenmezse, uzun vadede kullanılmaz hale gelecektir.
Çocuklarımıza da bizler ne verirsek onu öğrenir, yanlarında nasıl davranırsak onları taklit ederler. Çok küçükken zihinlerine işlenen virüslü düşünceler, yanlarında yapılan tehlikeli davranışlar -ahlaki açıdan tehlikeli- çocukların ömürleri boyunca kendilerine ve maalesef çevrelerine zarar verecekleri bir yaşama sahip olmalarına zemin hazırlamış olacaktır. Ve bu durumda ebeveynler iğneyi kendilerine batırmak yerine yine çuvaldızı batıracak yer arayacaklar, arkadaşları, akrabaları, okulları, öğretmenleri suçlanacak, en kötü ihtimal ise “Yaradılışı böyleymiş” diyerek vicdanlarını rahatlatarak yaşamlarına devam edeceklerdir. Unutulmamalıdır ki,
“Çocuklar geleceğe gönderdiğimiz mesajlardır…”
Bu yüzden sizlere ebeveynliği öğretmeye çalışmıyorum, öğretemem de…
Günümüzde ebeveynler neredeyse uzmanlar kadar bilgiye sahip; gerek okudukları kitaplardan gerek internetten gerekse sosyal medyada takip ettikleri uzmanlardan.
Tek amacım, dünyanın en kolay ve de en zor şeyi olan ebeveynlik hakkında sizlere köprü olabilmek.