Her kış olduğu gibi o kış da köydeki evler yarıya kadar kar yığınları altına gömüldü. Üç gündür aralıksız yağan kar, zaman zaman şiddetini düşürmekle birlikte ara sokaklar ile köyü diğer köylere ve şehre bağlayan tek ana yolu da kapatıverdi.
Bu topraklarda beyaz örtünün, altı aydan önce kalktığı görülmüş şey değildi. İnsanlar, kahverengi toprağa ve yeşile hasret kalırdı. Kışın en çetin geçtiği zemheri aylarında, yeri göğü bürüyen beyazlıktan korunmak için sokağa çıkmak zorunda olanlar, gözlerinin altına soba isi sürerek işlerini görür, beyaza boyalı yer gök içinde yollarını anca bulabilirlerdi.
Erzurum’da küçük bir köyde geçen Geride Kalanlar, umudun, umutsuzluğun, karanlığın ve aydınlığın çarpıcı bir yansıması... Şengül Terzioğlu Yıldırım, romanda yarattığı sosyolojik dokuyla yerelden evrensele ulaşabilen bir yazar olarak karşımıza çıkıyor. Akıcı, içten; okurda bir film izliyor hissi uyandıran üslubuyla bizleri kar beyazı hayallerin ve hayal kırıklıklarının içine çekiyor.
Her kış olduğu gibi o kış da köydeki evler yarıya kadar kar yığınları altına gömüldü. Üç gündür aralıksız yağan kar, zaman zaman şiddetini düşürmekle birlikte ara sokaklar ile köyü diğer köylere ve şehre bağlayan tek ana yolu da kapatıverdi.
Bu topraklarda beyaz örtünün, altı aydan önce kalktığı görülmüş şey değildi. İnsanlar, kahverengi toprağa ve yeşile hasret kalırdı. Kışın en çetin geçtiği zemheri aylarında, yeri göğü bürüyen beyazlıktan korunmak için sokağa çıkmak zorunda olanlar, gözlerinin altına soba isi sürerek işlerini görür, beyaza boyalı yer gök içinde yollarını anca bulabilirlerdi.
Erzurum’da küçük bir köyde geçen Geride Kalanlar, umudun, umutsuzluğun, karanlığın ve aydınlığın çarpıcı bir yansıması... Şengül Terzioğlu Yıldırım, romanda yarattığı sosyolojik dokuyla yerelden evrensele ulaşabilen bir yazar olarak karşımıza çıkıyor. Akıcı, içten; okurda bir film izliyor hissi uyandıran üslubuyla bizleri kar beyazı hayallerin ve hayal kırıklıklarının içine çekiyor.