“Her şey birkaç ağaç için miydi?”
Milyonları ayağa kaldıran Gezi Direnişini bir türlü anlayamayanların sorduğu sorudur bu.
Evet her şey bir ağaç içindi!
Çünkü “ağaç” bütün kültürlerde, ama özellikle Türklerde, hayatın simgesidir.
Sümer tabletlerinde ağaç imgesi çok yaygındır.
Türk mitolojisinde ağaç göğün direğidir.
Osman Gazi, devletinin geleceğini rüyasında bir ağaç olarak görmüştür.
Atatürk ise bir ağaç kesilmesin diye köşkünü yerinden oynatacak kadar duyarlıdır.
Hz. Muhammed'in ilk mucizelerinden biri kurumuş hurma ağacını yeşertmektir.
Hz. İsa ise henüz bebekken ölü bir palmiyeyi canlandırıp meyvesini yemiştir.
Dervişler Hakk'a ulaşmak için bir ağaç kavuğuna sığınır,.
Buda ise Nirvana'ya bir ağaç gölgesinde erişmiştir.
Ve hâlâ dileklerimiz için ağaca çaput bağlar, yatır ve türbelerin bahçelerini ağaçlarla bezeriz.
Şehir hayatından kaçmak için pikniğe gittiğimizde de sığındığımız yine bir ağaç gölgesidir.
Mimariden giyim kuşamımıza, halılarımızdan mezar taşlarına kadar “ağaç” hayatımızın her anında bizimledir.
“Ağaç”la birlikte yaşarız çünkü “ağaç” yaşam demektir.
Serap Yeşiltuna, bu kitabında “Hayat Ağacı”nın insanlıkla yaşıt öyküsünü araştırıyor ve Gezi Parkı'ndaki “birkaç ağacın” milyonları neden ayağa kaldırdığını ortaya koyuyor.
“Her şey birkaç ağaç için miydi?”
Milyonları ayağa kaldıran Gezi Direnişini bir türlü anlayamayanların sorduğu sorudur bu.
Evet her şey bir ağaç içindi!
Çünkü “ağaç” bütün kültürlerde, ama özellikle Türklerde, hayatın simgesidir.
Sümer tabletlerinde ağaç imgesi çok yaygındır.
Türk mitolojisinde ağaç göğün direğidir.
Osman Gazi, devletinin geleceğini rüyasında bir ağaç olarak görmüştür.
Atatürk ise bir ağaç kesilmesin diye köşkünü yerinden oynatacak kadar duyarlıdır.
Hz. Muhammed'in ilk mucizelerinden biri kurumuş hurma ağacını yeşertmektir.
Hz. İsa ise henüz bebekken ölü bir palmiyeyi canlandırıp meyvesini yemiştir.
Dervişler Hakk'a ulaşmak için bir ağaç kavuğuna sığınır,.
Buda ise Nirvana'ya bir ağaç gölgesinde erişmiştir.
Ve hâlâ dileklerimiz için ağaca çaput bağlar, yatır ve türbelerin bahçelerini ağaçlarla bezeriz.
Şehir hayatından kaçmak için pikniğe gittiğimizde de sığındığımız yine bir ağaç gölgesidir.
Mimariden giyim kuşamımıza, halılarımızdan mezar taşlarına kadar “ağaç” hayatımızın her anında bizimledir.
“Ağaç”la birlikte yaşarız çünkü “ağaç” yaşam demektir.
Serap Yeşiltuna, bu kitabında “Hayat Ağacı”nın insanlıkla yaşıt öyküsünü araştırıyor ve Gezi Parkı'ndaki “birkaç ağacın” milyonları neden ayağa kaldırdığını ortaya koyuyor.