Batı Anadolu'da özellikle Aydın, Denizli, Muğla bölgesinde kökeni, 16'ncı yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’na kadar götürülebilen bir gelenektir efelik. Efeler, halktan yana tavırlarıyla yaşadıkları zamanlarda adeta bir Robin Hood gibi “zenginden alıp fakire vermeyi” görev bilmişler halkın sıkıntısına, derdine ortak olmuşlardır. Şakir Erez, “Girenizli Nuri Efe” adlı bu kitabında gerçek bir isimden yola çıkarak hem efelik geleneğini hatırlatıyor hem de bizi Nuri Efe ile tanıştırıyor.
“Efeliğin tanımına bakarsak eşkıyalıkla eş anlamlıdır. Nuri Efe de bir eşkıyadır. Ama onu diğer eşkıyalardan, efelerden farklı kılan ayrılıklar vardır. O çağının Robin Hood’udur. Zenginden alır, yoksula verir. Evinin önünde, yoksul ve yolcuların yemesi için yemek kazanları vurulur. Sevdalıları birleştirir…”
Batı Anadolu'da özellikle Aydın, Denizli, Muğla bölgesinde kökeni, 16'ncı yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’na kadar götürülebilen bir gelenektir efelik. Efeler, halktan yana tavırlarıyla yaşadıkları zamanlarda adeta bir Robin Hood gibi “zenginden alıp fakire vermeyi” görev bilmişler halkın sıkıntısına, derdine ortak olmuşlardır. Şakir Erez, “Girenizli Nuri Efe” adlı bu kitabında gerçek bir isimden yola çıkarak hem efelik geleneğini hatırlatıyor hem de bizi Nuri Efe ile tanıştırıyor.
“Efeliğin tanımına bakarsak eşkıyalıkla eş anlamlıdır. Nuri Efe de bir eşkıyadır. Ama onu diğer eşkıyalardan, efelerden farklı kılan ayrılıklar vardır. O çağının Robin Hood’udur. Zenginden alır, yoksula verir. Evinin önünde, yoksul ve yolcuların yemesi için yemek kazanları vurulur. Sevdalıları birleştirir…”