Özgür Renkler'le roman sevdalılarının gönlünü fetheden Sibel Güneşdoğdu, öykülerinin tadını damağında bıraktığı okurun karşısına bu kez Gitmek’le çıkıyor.
Bu kitaptaki her öyküde yazarın hayat yolunda karşılaştıklarından izler, ince ince dokunmuş hayat gözlemleri var; tüm bunlar onun yaratıcılığıyla, mükemmeliyetçiliğiyle bir araya geldiğinde Gitmek, edebiyatımızda öyküyü ışıldatan özgünlük kıyılarına doğru yol alıyor.
Sibel Güneşdoğdu, yüzeysel okunduğunda karamsar bulunabilir. Oysa durum bambaşkadır. Onda hayal kırıklığı bile umuttur sevgisine sahip çıkana, nefret bile aşktır kalbinden güzellik akana. Asla akıl öğretmez, sanki kaçınılmaz sondan uzaklaştırmak ister gibidir okurunu, usul usul, hep iyiye, hep daha güzele çağırır. Bazen ne yapsak olmaz, o zaman yine o yetişir! Yediğimiz vurgunları derinlerde iyileştirmeye taliptir. Bunu okuru göreve çağırmadan yapmaz. Her yeni öyküde, içimizde bir zamanlar oluşmuş yumruları sızlatsa da kader çizgimizde gidenleri, kalanları yeniden bize emanet eder.
Öyküleri okurun yüreğine yolcu etmeden önce biz de yazara gitmek nedir diye sorduk, şu yanıtı aldık: Gitmek yalnızca bir sözcük değil; gitmek, içimizde bir diyarın adı; istemsizce uzaklaşan kim varsa hepsi orada...
Biz de diyoruz ki: Sibel Güneşdoğdu öyküleriyle baş başa kalmak içimizde vazgeçilmez bir okuma tutkusunun adıdır!
Özgür Renkler'le roman sevdalılarının gönlünü fetheden Sibel Güneşdoğdu, öykülerinin tadını damağında bıraktığı okurun karşısına bu kez Gitmek’le çıkıyor.
Bu kitaptaki her öyküde yazarın hayat yolunda karşılaştıklarından izler, ince ince dokunmuş hayat gözlemleri var; tüm bunlar onun yaratıcılığıyla, mükemmeliyetçiliğiyle bir araya geldiğinde Gitmek, edebiyatımızda öyküyü ışıldatan özgünlük kıyılarına doğru yol alıyor.
Sibel Güneşdoğdu, yüzeysel okunduğunda karamsar bulunabilir. Oysa durum bambaşkadır. Onda hayal kırıklığı bile umuttur sevgisine sahip çıkana, nefret bile aşktır kalbinden güzellik akana. Asla akıl öğretmez, sanki kaçınılmaz sondan uzaklaştırmak ister gibidir okurunu, usul usul, hep iyiye, hep daha güzele çağırır. Bazen ne yapsak olmaz, o zaman yine o yetişir! Yediğimiz vurgunları derinlerde iyileştirmeye taliptir. Bunu okuru göreve çağırmadan yapmaz. Her yeni öyküde, içimizde bir zamanlar oluşmuş yumruları sızlatsa da kader çizgimizde gidenleri, kalanları yeniden bize emanet eder.
Öyküleri okurun yüreğine yolcu etmeden önce biz de yazara gitmek nedir diye sorduk, şu yanıtı aldık: Gitmek yalnızca bir sözcük değil; gitmek, içimizde bir diyarın adı; istemsizce uzaklaşan kim varsa hepsi orada...
Biz de diyoruz ki: Sibel Güneşdoğdu öyküleriyle baş başa kalmak içimizde vazgeçilmez bir okuma tutkusunun adıdır!
