Gizli Tanıklığın Değerlendirilmesi Adil Yargılanma Hakkı Perspektifinde

Stok Kodu:
9786258038170
Boyut:
16x23.5
Sayfa Sayısı:
150
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Kategori:
%10 indirimli
220,00TL
198,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 24,20TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786258038170
1212724
Gizli Tanıklığın Değerlendirilmesi
Gizli Tanıklığın Değerlendirilmesi Adil Yargılanma Hakkı Perspektifinde
198.00

Adil yargılanma hakkı, tarihsel süreç içinde ulusal ve uluslar arası alanda birçok belge ile güvence altına alınan bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır. Adil yargılanma hakkı, bütün mahkemeler nezdinde görülen yargılamalarda koruma alanı bulmaktadır. Bu bakımdan sivil, askeri, özel ve idari yargılama ile görevli mahkemelerin tümünde adil yargılanma ilkesine uyulması gerekli ve zorunlu bir durumdur.

Evrensel ceza yargılamalarında delil serbestisi ilkesi esas alınarak suça konu bir olayın aydınlatılması noktasında her şey delil olarak kullanılabilmektedir. İşte bu delillerden biri de suça tanıklık eden kişilerin beyanlarıdır. Adil yargılanma hakkı kapsamında vicahilik, doğrudan doğruyalık, çelişmeli yargı ve silahların eşitliği ilkesi uyarınca, tanığın açık duruşmada beyanlarını vermesi asıl ve esas olandır.

Fakat son dönemlerde örgütlü suçlarda gizli tanık uygulamaları gündeme gelmiş ve bu uygulamalar gün geçtikçe önemli düzeyde bir artış göstermiştir. Bu çalışma ile güncel olduğunu düşündüğümüz bu konuda adil yargılanma hakkı perspektifinde gizli tanık uygulamaları, bahse konu haklar esas alınarak değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Üç bölümden oluşan çalışmamızın birinci bölümünde, ceza muhakemesinde ispat ve deliller anlatılmış delillerin ortak özellikleri, delil çeşitleri üzerinde durulmuştur.

İkinci bölümde adil yargılanma hakkı kavramı, kaynakları, uygulama alanı ve unsurları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararları kapsamında değerlendirilmiştir.

Çalışmamızın son bölümünde ise adil yargılanma hakkı perspektifinde gizli tanıklığın değerlendirilmesi yapılmış ve adil yargılanma hakkının ihlal edilmemesi için, ceza yargılamalarında zorunlu olmadıkça gizli tanık deliline başvurulmaması gerektiği ifade edilmiştir. Gizli tanık beyanlarına başvurulması durumunda ise, gizli tanıklığın istisnai bir durum olduğu göz önüne alınarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesinin gizli tanıklarla ilgili verdikleri kararlarda belirtilen tüm güvencelerin tam ve eksiksiz bir şekilde işletilmesinin ve bu konudaki ilkelerin maddi olaylara eksiksiz bir biçimde uygulanmasının adil yargılanma hakkı bakımından hayati derecede önemli olduğu vurgulanmıştır. Kitapta yüksek lisans çalışmasına ek olarak gizli tanık uygulamaları ile ilgili yargılamalara konu olan güncel bazı örnekler de verilmiştir.

Adil yargılanma hakkı, tarihsel süreç içinde ulusal ve uluslar arası alanda birçok belge ile güvence altına alınan bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır. Adil yargılanma hakkı, bütün mahkemeler nezdinde görülen yargılamalarda koruma alanı bulmaktadır. Bu bakımdan sivil, askeri, özel ve idari yargılama ile görevli mahkemelerin tümünde adil yargılanma ilkesine uyulması gerekli ve zorunlu bir durumdur.

Evrensel ceza yargılamalarında delil serbestisi ilkesi esas alınarak suça konu bir olayın aydınlatılması noktasında her şey delil olarak kullanılabilmektedir. İşte bu delillerden biri de suça tanıklık eden kişilerin beyanlarıdır. Adil yargılanma hakkı kapsamında vicahilik, doğrudan doğruyalık, çelişmeli yargı ve silahların eşitliği ilkesi uyarınca, tanığın açık duruşmada beyanlarını vermesi asıl ve esas olandır.

Fakat son dönemlerde örgütlü suçlarda gizli tanık uygulamaları gündeme gelmiş ve bu uygulamalar gün geçtikçe önemli düzeyde bir artış göstermiştir. Bu çalışma ile güncel olduğunu düşündüğümüz bu konuda adil yargılanma hakkı perspektifinde gizli tanık uygulamaları, bahse konu haklar esas alınarak değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Üç bölümden oluşan çalışmamızın birinci bölümünde, ceza muhakemesinde ispat ve deliller anlatılmış delillerin ortak özellikleri, delil çeşitleri üzerinde durulmuştur.

İkinci bölümde adil yargılanma hakkı kavramı, kaynakları, uygulama alanı ve unsurları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararları kapsamında değerlendirilmiştir.

Çalışmamızın son bölümünde ise adil yargılanma hakkı perspektifinde gizli tanıklığın değerlendirilmesi yapılmış ve adil yargılanma hakkının ihlal edilmemesi için, ceza yargılamalarında zorunlu olmadıkça gizli tanık deliline başvurulmaması gerektiği ifade edilmiştir. Gizli tanık beyanlarına başvurulması durumunda ise, gizli tanıklığın istisnai bir durum olduğu göz önüne alınarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesinin gizli tanıklarla ilgili verdikleri kararlarda belirtilen tüm güvencelerin tam ve eksiksiz bir şekilde işletilmesinin ve bu konudaki ilkelerin maddi olaylara eksiksiz bir biçimde uygulanmasının adil yargılanma hakkı bakımından hayati derecede önemli olduğu vurgulanmıştır. Kitapta yüksek lisans çalışmasına ek olarak gizli tanık uygulamaları ile ilgili yargılamalara konu olan güncel bazı örnekler de verilmiştir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat