Azerbaycan Edebiyatının günümüzdeki en güçlü kalemlerinden Elçin’in Gölge başlığıyla sunduğumuz bu kitabında yedi hikaye bulunuyor: Gölge, Kaşçey’in Akıbeti, Kırmızı Karanfiller Pera Palas Oteli’nde Kaldı, Kurt Ailesi, Karabağ Şikestesi, Bayraktar, Gece Pencereden Görünen Dağlar. Uzun süren Rus tahakkümünün neticelerinden belki de en önemlisi yozlaşarak kendi toplumuna ve kendi duygularına yabancılaşan insan tipidir. Elçin tıpkı diğer hikâye ve romanlarında olduğu gibi burada sunduğumuz yedi hikâyesinde de insanı yalnızca “an”da değil, varlığını bir anlama kavuşturan geçmişiyle birlikte ele alır. Elçin, bir evin dört duvarı arasında yaşananlardan, bir toplumda hâkim olan düşüncelere ve cereyan eden olaylara bizi ulaştırır.
“SSCB genelinde cereyan eden olaylar yüzünden televizyon izleyicilerinin iyi tanıdığı biyoloji uzmanı, Bilimler Akademisi Azası Nurullayev tam anlamıyla bir tedirginlik içinde bulunuyordu o sıralar, beklenmedik siyasî gelişmelerin hızla birbirini takip edişi adamı şaşkına dönüştürmüştü ve neyin peşinden koşması gerektiğini kendisi de bilemiyordu, muhtemelen bu nedenle suratını ekşiterek:
- Vallahi çok tuhaf adamsın, dedi. Dünyanın sonu geldiğini görmüyor musun? Bu hengamede yeni bir örümcek türü bulmanın sırası mı? Ben de seni ciddi bir adam sanırdım. Kafasını sallayarak uzaklaşırken ekledi: Bırak bunları da işine bak.”
Azerbaycan Edebiyatının günümüzdeki en güçlü kalemlerinden Elçin’in Gölge başlığıyla sunduğumuz bu kitabında yedi hikaye bulunuyor: Gölge, Kaşçey’in Akıbeti, Kırmızı Karanfiller Pera Palas Oteli’nde Kaldı, Kurt Ailesi, Karabağ Şikestesi, Bayraktar, Gece Pencereden Görünen Dağlar. Uzun süren Rus tahakkümünün neticelerinden belki de en önemlisi yozlaşarak kendi toplumuna ve kendi duygularına yabancılaşan insan tipidir. Elçin tıpkı diğer hikâye ve romanlarında olduğu gibi burada sunduğumuz yedi hikâyesinde de insanı yalnızca “an”da değil, varlığını bir anlama kavuşturan geçmişiyle birlikte ele alır. Elçin, bir evin dört duvarı arasında yaşananlardan, bir toplumda hâkim olan düşüncelere ve cereyan eden olaylara bizi ulaştırır.
“SSCB genelinde cereyan eden olaylar yüzünden televizyon izleyicilerinin iyi tanıdığı biyoloji uzmanı, Bilimler Akademisi Azası Nurullayev tam anlamıyla bir tedirginlik içinde bulunuyordu o sıralar, beklenmedik siyasî gelişmelerin hızla birbirini takip edişi adamı şaşkına dönüştürmüştü ve neyin peşinden koşması gerektiğini kendisi de bilemiyordu, muhtemelen bu nedenle suratını ekşiterek:
- Vallahi çok tuhaf adamsın, dedi. Dünyanın sonu geldiğini görmüyor musun? Bu hengamede yeni bir örümcek türü bulmanın sırası mı? Ben de seni ciddi bir adam sanırdım. Kafasını sallayarak uzaklaşırken ekledi: Bırak bunları da işine bak.”