“Bilince çıkarmadığımız her şey hayatta kader olarak karşımıza çıkar.”
Carl Gustav Jung
Hiddet, kıskançlık, yalan söyleme, hınç, suçlama, açgözlülük… Bu yasak hisler ve davranışlar karanlıkta kalan ve inkâr ettiğimiz tarafımızdan yani kişisel gölgemizden ortaya çıkar. Herkesin bir gölgesi vardır ve bilinçli yaşamında birey ona ne kadar az yer verirse gölge o denli karanlık ve yoğun olur. Birisine karşı açıklanamaz bir antipati hissettiğimizde, kendimizde uzun süre gömülü kalmış, kabul edilemez bir özellik keşfettiğimizde, öfke, haset veya utançtan bunalıp bu duygulara yenik düştüğümüzde gölgemizle karşılaşırız.
Gölge yalnızca bireysel bir sorun değildir. Grupların ve toplumların da ırkçılık, günah keçisi bulma, düşman yaratma ve savaş gibi tehlikeli davranışlara götüren kolektif gölgeleri vardır.
Gölgeyle Buluşma, 65 makaleden oluşan bir makale koleksiyonunda, insan doğasının karanlık tarafının ailelerde, yakın ilişkilerde, işte, maneviyatta, politikada, psikoterapide ve sanatta belirdiği şekline kapsamlı bir bakış sunuyor.
“İnsana ve insanlığa dair pek çok önemli konunun tıp, siyaset, din, sanat, tarih ve farklı disiplinler penceresinden ele alındığı bu eser gerek yazarları gerek makaleleri ile bir başyapıt olma hüviyeti taşıyor. Bireyi ve toplumu eşzamanlı görmekle kalmayıp bütünsel varoluşa çektiği dikkatle okuyucusunda bir tamlık duygusu bırakıyor. Gölgeyle Buluşma kendine, dünyaya, insan olma deneyimine ve uygarlığı doğuran tüm dinamiklere bakmak isteyen herkes için cesur bir davet, berrak bir ayna. Carl Gustav Jung ve Analitik Psikoloji okulunun öncü isimlerinin yanı sıra pek çok düşün insanının katkısı ile oluşturulmuş bu çok yazarlı kitap özenli çevirisi sayesinde akışkan bir dille dimağımıza akıyor.
Bu eser birey olarak kendini var etme ve anlamlandırma iddiasında olan herkesin kütüphanesindeki yerini almalı.”
Berin Orhan
“Bilince çıkarmadığımız her şey hayatta kader olarak karşımıza çıkar.”
Carl Gustav Jung
Hiddet, kıskançlık, yalan söyleme, hınç, suçlama, açgözlülük… Bu yasak hisler ve davranışlar karanlıkta kalan ve inkâr ettiğimiz tarafımızdan yani kişisel gölgemizden ortaya çıkar. Herkesin bir gölgesi vardır ve bilinçli yaşamında birey ona ne kadar az yer verirse gölge o denli karanlık ve yoğun olur. Birisine karşı açıklanamaz bir antipati hissettiğimizde, kendimizde uzun süre gömülü kalmış, kabul edilemez bir özellik keşfettiğimizde, öfke, haset veya utançtan bunalıp bu duygulara yenik düştüğümüzde gölgemizle karşılaşırız.
Gölge yalnızca bireysel bir sorun değildir. Grupların ve toplumların da ırkçılık, günah keçisi bulma, düşman yaratma ve savaş gibi tehlikeli davranışlara götüren kolektif gölgeleri vardır.
Gölgeyle Buluşma, 65 makaleden oluşan bir makale koleksiyonunda, insan doğasının karanlık tarafının ailelerde, yakın ilişkilerde, işte, maneviyatta, politikada, psikoterapide ve sanatta belirdiği şekline kapsamlı bir bakış sunuyor.
“İnsana ve insanlığa dair pek çok önemli konunun tıp, siyaset, din, sanat, tarih ve farklı disiplinler penceresinden ele alındığı bu eser gerek yazarları gerek makaleleri ile bir başyapıt olma hüviyeti taşıyor. Bireyi ve toplumu eşzamanlı görmekle kalmayıp bütünsel varoluşa çektiği dikkatle okuyucusunda bir tamlık duygusu bırakıyor. Gölgeyle Buluşma kendine, dünyaya, insan olma deneyimine ve uygarlığı doğuran tüm dinamiklere bakmak isteyen herkes için cesur bir davet, berrak bir ayna. Carl Gustav Jung ve Analitik Psikoloji okulunun öncü isimlerinin yanı sıra pek çok düşün insanının katkısı ile oluşturulmuş bu çok yazarlı kitap özenli çevirisi sayesinde akışkan bir dille dimağımıza akıyor.
Bu eser birey olarak kendini var etme ve anlamlandırma iddiasında olan herkesin kütüphanesindeki yerini almalı.”
Berin Orhan