"Bir parçam var, bir yârim var, bir hasretim var ki solmaya yüz tutmuş. Yavaş yavaş, gün be gün gözlerimin önünde eriyor; ellerinden tutamıyorum, kayıp gidiyor avuçlarımdan. Göz altları morarmış, göz bebekleri küçülmüş, güzel yüzü dokuz mevsim güneş görmemiş gibiydi, ölüme doğru gidiyor. Ah, sevgili dostum. Kelimeler boğazımda düğümlendi, konuşmak bir yana yazarken bile artık kekeliyorum. Aklımı kaybedecek gibi oluyorum, içimde durduramadığım bir haykırış var, Taif'te taşlansaydım bu kadar yüreğim yanmazdı. Yesrib'e sürgün edilseydim hayata bu kadar küsmezdim. Konuşamadım, zaten konuşamazdım.
"Bir parçam var, bir yârim var, bir hasretim var ki solmaya yüz tutmuş. Yavaş yavaş, gün be gün gözlerimin önünde eriyor; ellerinden tutamıyorum, kayıp gidiyor avuçlarımdan. Göz altları morarmış, göz bebekleri küçülmüş, güzel yüzü dokuz mevsim güneş görmemiş gibiydi, ölüme doğru gidiyor. Ah, sevgili dostum. Kelimeler boğazımda düğümlendi, konuşmak bir yana yazarken bile artık kekeliyorum. Aklımı kaybedecek gibi oluyorum, içimde durduramadığım bir haykırış var, Taif'te taşlansaydım bu kadar yüreğim yanmazdı. Yesrib'e sürgün edilseydim hayata bu kadar küsmezdim. Konuşamadım, zaten konuşamazdım.