Hakîkat-i Muhammediyye’nin azameti karşısında bizim idrâkimiz, yüksek metafizik hâdiseleri kavramak husûsunda bir çocuğun sahip olduğu idrâkten farksızdır. Zira Cenâb-ı Hak, Sevgili Rasûl’üne öyle muazzam bir mevkî lûtfetmiştir ki, insanlığın, O Azîz Peygamber’in fazl u kemâline bütünüyle vâkıf olması da, O’nu kelimelerin mahdut imkânlarıyla tam olarak îzah edebilmesi de mümkün değildir. O’nun, bizim lisânımızdaki ifâdesi de ancak deryâdan bir damla kabîlindendir.
Hakîkat-i Muhammediyye’nin azameti karşısında bizim idrâkimiz, yüksek metafizik hâdiseleri kavramak husûsunda bir çocuğun sahip olduğu idrâkten farksızdır. Zira Cenâb-ı Hak, Sevgili Rasûl’üne öyle muazzam bir mevkî lûtfetmiştir ki, insanlığın, O Azîz Peygamber’in fazl u kemâline bütünüyle vâkıf olması da, O’nu kelimelerin mahdut imkânlarıyla tam olarak îzah edebilmesi de mümkün değildir. O’nun, bizim lisânımızdaki ifâdesi de ancak deryâdan bir damla kabîlindendir.