Yazmak sayesinde sorunları iyileştirmek adına pek çok şey yapabildim. Yazarak yaşananları sıcağı sıcağına kayda geçiriyor, başlara örülen çorapları ve oynanan oyunları bir bir ortaya çıkarabiliyordum. Başımızdaki davalara destek sağlayacak ve hem kendim hem de başkaları için moral olacak yazılar yazdım. Bazıları, bunları yaşamları boyunca aldığı en büyük armağan olarak gördü. O zamanda iki kişi arasında dahi konuşulması sakıncalı olan hususları yazıya geçirip -bir de- mektuplarla cezaevine gönderiyordum. Yazdıklarım nedeniyle hakkımda yeni davalar açıldı. Vazgeçmedim. Sorun olacak yazıları şiir hâline getirdim. Mektuptaki düz yazılara geçit vermeyenler, şiire bürünen yazılara “Görüldü” damgasını bastılar. Bu felaketli dönemde cezaevlerinden çocuklarına moral olacak bir şeyler yapabilmek için çırpınan zavallı anne babalar vardı. Onların çocukları için çizip mektuplara iliştirdiği masum resimler dahi “sakıncalı” bulunup engelleniyordu. Fakat şiirlerin dokunulmazlığına el sürdürüldüğüne şahit olmadım. Onlara dokunmaya kimse cesaret etmedi. Hep “Şiir yazmış işte.” denilip yol açıldı şiirlere. Şiirin gücü, yazıların görüldü duvarına takılmadan cezaevine girmesini sağladı. Bu kitapta, şiirlere saklanan sırları faş ediyorum.
Yazmak sayesinde sorunları iyileştirmek adına pek çok şey yapabildim. Yazarak yaşananları sıcağı sıcağına kayda geçiriyor, başlara örülen çorapları ve oynanan oyunları bir bir ortaya çıkarabiliyordum. Başımızdaki davalara destek sağlayacak ve hem kendim hem de başkaları için moral olacak yazılar yazdım. Bazıları, bunları yaşamları boyunca aldığı en büyük armağan olarak gördü. O zamanda iki kişi arasında dahi konuşulması sakıncalı olan hususları yazıya geçirip -bir de- mektuplarla cezaevine gönderiyordum. Yazdıklarım nedeniyle hakkımda yeni davalar açıldı. Vazgeçmedim. Sorun olacak yazıları şiir hâline getirdim. Mektuptaki düz yazılara geçit vermeyenler, şiire bürünen yazılara “Görüldü” damgasını bastılar. Bu felaketli dönemde cezaevlerinden çocuklarına moral olacak bir şeyler yapabilmek için çırpınan zavallı anne babalar vardı. Onların çocukları için çizip mektuplara iliştirdiği masum resimler dahi “sakıncalı” bulunup engelleniyordu. Fakat şiirlerin dokunulmazlığına el sürdürüldüğüne şahit olmadım. Onlara dokunmaya kimse cesaret etmedi. Hep “Şiir yazmış işte.” denilip yol açıldı şiirlere. Şiirin gücü, yazıların görüldü duvarına takılmadan cezaevine girmesini sağladı. Bu kitapta, şiirlere saklanan sırları faş ediyorum.