Sevmenin yolu anlamaktan geçer ve insan, ancak anladığı şeyi gerçekten sevebilir.
Yazarın kendi hayatından yola çıkarak yazdığı bu kitapla, görme engelli bir bireyin hayatına tanıklık ediyoruz. Herkes gibi başlayan hayat yolculuğunun, görme yetisini kaybettikten sonra tamamen yön değiştirmesi; değişen ve dönüşen bakış açısı, ailesi, eğitim hayatı, sosyal çevresi ve tabii ki aşkı...
Dokunası Sevda, engellilerin dünyasını daha iyi anlayabilmemizi sağlayacak sıcacık ve gerçek bir yaşam öyküsü.
Görünenin ötesini görmeye niyet edenlere...
“Gözlerim kapanınca kendimi puslu bir dünyada bulmaya başlamıştım. Bu puslu dünya sanki çok geniş bir tünele benziyordu. O tünelin içerisinde eski hayatıma dair her şey vardı ama renkleri silikti. Eski dünyamdaki hislerim ve duyu organlarım yeni dünyamda da aynı yerdeydiler ama onların yeni özelliklerle donatıldığını hissediyordum. Daha önce parmaklarımı sadece yakaladığım bir şeyi taşımak veya tutmak için kullanabileceğimi düşünürken şimdi tuttuğum şeylerin dokusunu, ne olduğuna dair bilgisini anlayabiliyordum.”
Sevmenin yolu anlamaktan geçer ve insan, ancak anladığı şeyi gerçekten sevebilir.
Yazarın kendi hayatından yola çıkarak yazdığı bu kitapla, görme engelli bir bireyin hayatına tanıklık ediyoruz. Herkes gibi başlayan hayat yolculuğunun, görme yetisini kaybettikten sonra tamamen yön değiştirmesi; değişen ve dönüşen bakış açısı, ailesi, eğitim hayatı, sosyal çevresi ve tabii ki aşkı...
Dokunası Sevda, engellilerin dünyasını daha iyi anlayabilmemizi sağlayacak sıcacık ve gerçek bir yaşam öyküsü.
Görünenin ötesini görmeye niyet edenlere...
“Gözlerim kapanınca kendimi puslu bir dünyada bulmaya başlamıştım. Bu puslu dünya sanki çok geniş bir tünele benziyordu. O tünelin içerisinde eski hayatıma dair her şey vardı ama renkleri silikti. Eski dünyamdaki hislerim ve duyu organlarım yeni dünyamda da aynı yerdeydiler ama onların yeni özelliklerle donatıldığını hissediyordum. Daha önce parmaklarımı sadece yakaladığım bir şeyi taşımak veya tutmak için kullanabileceğimi düşünürken şimdi tuttuğum şeylerin dokusunu, ne olduğuna dair bilgisini anlayabiliyordum.”