Ben Serhat Gökpınar doğuştan bedensel engelli olarak dünyaya geldim ve hayatım boyunca karşılaştığım zorluklara rağmen hayata tutunmaya devam ettim.
Çocukluğumdan itibaren yaşıtlarımın oynadığı oyunlardan geri kalmış bir şekilde eğitimine devam ettim. Lise öğrenimim boyunca evinden 35 kilometre uzakta olan okula erişilebilir olmayan bir dolmuşla dört yıl boyunca gidip geldim. Tüm bu zorluklara rağmen eğitimden asla vazgeçmedim. Üniversiteye geçtiğimde daha önce bedensel engelini nedeniyle ilçemden bile doğru düzgün çıkmamışken başka bir ilçede ailemden uzak bir yaşantı beni korkuttu. Üniversitenin ilk yıllarında eğitimimi bırakmayı bile düşündüm. Çünkü bana bakan gözler ayrımcı ve engelli bireyleri toplumda aktif şekilde görmek istemeyen gözler gibiydi. Ancak ailenin ve arkadaşlarımın desteği ile hayata sıkı sıkıya tutunarak eğitimimi başarıyla tamamladım. Üniversitede karşılaştığım haksızlıklar ise sivil toplumculuğa adım atmamda dönüm noktası oldu. Haksızlığa asla tahammül edemeyen biri olarak yaşadığım bir olayın ardından engelli bireylerin toplumun hiçbir yerinde hor görülmemesi için kendi kendime söz verdim. O günden sonra girebileceğini her alana girip engelli bireyleri en iyi şekilde tanıtmak ve haklarını savunmak için elimden gelen her şeyi yaptım. Gasp edilen hakları geri kazanmak ve yeni haklar elde ermek için mücadele ettim. Gerek deprem öncesi gerek deprem Sonrası bölgedeki medikal cihaz ihtiyacı olan herkesin yardımına derneğimiz ve federasyonumuz ile birlikte koştuk. Bundan sonraki yaşamında da engelli bireylerin gelebileceği en iyi yerlere ulaşmaları için mücadele etmeye devam edeceğim. Kendi hayatımda da engelli bireyler için ulaşabileceğini en üst noktaya gelmek için kararlılıkla çalışmayı sürdüreceğini. Bu hayat yolculuğunda karşıma çıkan engelleri aşılması gereken basamaklar olarak gördüm ve kararlılığımla birçok başarıya imza attım. Hayatım zorlukların üstesinden gelen hayata sıkı sıkıya tutunan ve asla pes etmeyen bir insanın hikayesidir.
Ben Serhat Gökpınar doğuştan bedensel engelli olarak dünyaya geldim ve hayatım boyunca karşılaştığım zorluklara rağmen hayata tutunmaya devam ettim.
Çocukluğumdan itibaren yaşıtlarımın oynadığı oyunlardan geri kalmış bir şekilde eğitimine devam ettim. Lise öğrenimim boyunca evinden 35 kilometre uzakta olan okula erişilebilir olmayan bir dolmuşla dört yıl boyunca gidip geldim. Tüm bu zorluklara rağmen eğitimden asla vazgeçmedim. Üniversiteye geçtiğimde daha önce bedensel engelini nedeniyle ilçemden bile doğru düzgün çıkmamışken başka bir ilçede ailemden uzak bir yaşantı beni korkuttu. Üniversitenin ilk yıllarında eğitimimi bırakmayı bile düşündüm. Çünkü bana bakan gözler ayrımcı ve engelli bireyleri toplumda aktif şekilde görmek istemeyen gözler gibiydi. Ancak ailenin ve arkadaşlarımın desteği ile hayata sıkı sıkıya tutunarak eğitimimi başarıyla tamamladım. Üniversitede karşılaştığım haksızlıklar ise sivil toplumculuğa adım atmamda dönüm noktası oldu. Haksızlığa asla tahammül edemeyen biri olarak yaşadığım bir olayın ardından engelli bireylerin toplumun hiçbir yerinde hor görülmemesi için kendi kendime söz verdim. O günden sonra girebileceğini her alana girip engelli bireyleri en iyi şekilde tanıtmak ve haklarını savunmak için elimden gelen her şeyi yaptım. Gasp edilen hakları geri kazanmak ve yeni haklar elde ermek için mücadele ettim. Gerek deprem öncesi gerek deprem Sonrası bölgedeki medikal cihaz ihtiyacı olan herkesin yardımına derneğimiz ve federasyonumuz ile birlikte koştuk. Bundan sonraki yaşamında da engelli bireylerin gelebileceği en iyi yerlere ulaşmaları için mücadele etmeye devam edeceğim. Kendi hayatımda da engelli bireyler için ulaşabileceğini en üst noktaya gelmek için kararlılıkla çalışmayı sürdüreceğini. Bu hayat yolculuğunda karşıma çıkan engelleri aşılması gereken basamaklar olarak gördüm ve kararlılığımla birçok başarıya imza attım. Hayatım zorlukların üstesinden gelen hayata sıkı sıkıya tutunan ve asla pes etmeyen bir insanın hikayesidir.