İdeoloji, propaganda ve kabilecilik çağındayız. Politik uyumluluk ve John Stuart Mill’in “hâkim kanaat ve duygunun zorbalığı” dediği sosyal kontrol her geçen gün daha fazla dayatılmakta. Liberal veya sol görüşlü insanlar genellikle birbirlerinden, muhafazakâr veya sağcı rakiplerinin birbirlerinden korktuğundan daha çok korkuyorlar. Sosyal medya ve linç kültürü uyumsuzları adlandırmayı, utandırmayı, dışlamayı, dahası taciz etmeyi kolaylaştırarak kariyerleri ve yaşamları mahvediyor.
Peki bununla mücadele edebilir miyiz?
Birey olarak kendimize dair algımızı ve özgürlüğümüzü yeniden kazanabilir miyiz?
Görüş Zorbalığı ve Linç Kültürü sorunu ortaya koyarken okura direniş stratejileri öneriyor. Düşünce ve konuşma özgürlüğü, aklımızdan geçeni söylemenin sınırları, kimlik politikası ve kimlik kurbanları gibi başlıklarda derinlemesine bir inceleme sunan Russell Blackford bu kitabıyla bireysel özgürlük, özgür araştırma, dürüst tartışma gibi temel liberal değerlere yeniden bağlılık çağrısında bulunuyor.
İdeoloji, propaganda ve kabilecilik çağındayız. Politik uyumluluk ve John Stuart Mill’in “hâkim kanaat ve duygunun zorbalığı” dediği sosyal kontrol her geçen gün daha fazla dayatılmakta. Liberal veya sol görüşlü insanlar genellikle birbirlerinden, muhafazakâr veya sağcı rakiplerinin birbirlerinden korktuğundan daha çok korkuyorlar. Sosyal medya ve linç kültürü uyumsuzları adlandırmayı, utandırmayı, dışlamayı, dahası taciz etmeyi kolaylaştırarak kariyerleri ve yaşamları mahvediyor.
Peki bununla mücadele edebilir miyiz?
Birey olarak kendimize dair algımızı ve özgürlüğümüzü yeniden kazanabilir miyiz?
Görüş Zorbalığı ve Linç Kültürü sorunu ortaya koyarken okura direniş stratejileri öneriyor. Düşünce ve konuşma özgürlüğü, aklımızdan geçeni söylemenin sınırları, kimlik politikası ve kimlik kurbanları gibi başlıklarda derinlemesine bir inceleme sunan Russell Blackford bu kitabıyla bireysel özgürlük, özgür araştırma, dürüst tartışma gibi temel liberal değerlere yeniden bağlılık çağrısında bulunuyor.