Sonbahar akşamıydı. Sahildeki rıhtımdan ayrılan bir kadın, ahmakıslatan altında yürüyor, yürürken de bir şeyler mırıldanıyordu. Ne söylediği tam olarak anlaşılamıyordu. Mürekkebi cansız bir dolma kalemin, kâğıt üzerinde ilerleyişinden farksızdı söyledikleri; belli belirsiz, anlamsız...
Bir an için rüzgâr sustu, dalgaların dövdüğü kayalıkların çığlıkları da kesildi ve bir kelime çok net duyuldu:
“Vazgeçmeyeceğim!”
Sonbahar akşamıydı. Sahildeki rıhtımdan ayrılan bir kadın, ahmakıslatan altında yürüyor, yürürken de bir şeyler mırıldanıyordu. Ne söylediği tam olarak anlaşılamıyordu. Mürekkebi cansız bir dolma kalemin, kâğıt üzerinde ilerleyişinden farksızdı söyledikleri; belli belirsiz, anlamsız...
Bir an için rüzgâr sustu, dalgaların dövdüğü kayalıkların çığlıkları da kesildi ve bir kelime çok net duyuldu:
“Vazgeçmeyeceğim!”