Yeni bir öykü kitabıyla karşımıza çıkan yazar, daha önceki kitabı ‘Deniz Kabuğu’nda yoruma açık bırakarak sonlandırmadığı iki öyküsüne bu kitabında ‘Yasemin Kokusu’ ve ‘Balıkçının Öyküsü’ adlı iki öykü ile devam ediyor. Bu kitapta da insanın içini ısıtan öyküler ağırlıklı olmakla birlikte yazar anılarına da yer vermeye devam ediyor.
1960 -1980 yılları arasındaki sosyo-kültürel olaylara ve çağımızın ‘Pandemi’sine de zaman zaman değinirken, yine farklı bir şey yapıyor; anılarına ve öykülerine biraz da tat katmak amacıyla yöresel lezzetlerden, yemeklerden söz ediyor, ufak ip uçları veriyor.
Kitaba adını vermek için yazdığı öykülerin arasından ‘Gülperi'yi seçen yazar, "Gülperi erken yaşta evlendirilen, anne olmaya zorlanan binlerce Gülperi'den biri…" diyor.
Bu kitabında da kadın konusuna yer vermekten geri durmuyor.
Yazılarının başına oturttuğu özdeyişler, şiirler onlara ayrıca güçlü bir anlam katıyor.
Yeni bir öykü kitabıyla karşımıza çıkan yazar, daha önceki kitabı ‘Deniz Kabuğu’nda yoruma açık bırakarak sonlandırmadığı iki öyküsüne bu kitabında ‘Yasemin Kokusu’ ve ‘Balıkçının Öyküsü’ adlı iki öykü ile devam ediyor. Bu kitapta da insanın içini ısıtan öyküler ağırlıklı olmakla birlikte yazar anılarına da yer vermeye devam ediyor.
1960 -1980 yılları arasındaki sosyo-kültürel olaylara ve çağımızın ‘Pandemi’sine de zaman zaman değinirken, yine farklı bir şey yapıyor; anılarına ve öykülerine biraz da tat katmak amacıyla yöresel lezzetlerden, yemeklerden söz ediyor, ufak ip uçları veriyor.
Kitaba adını vermek için yazdığı öykülerin arasından ‘Gülperi'yi seçen yazar, "Gülperi erken yaşta evlendirilen, anne olmaya zorlanan binlerce Gülperi'den biri…" diyor.
Bu kitabında da kadın konusuna yer vermekten geri durmuyor.
Yazılarının başına oturttuğu özdeyişler, şiirler onlara ayrıca güçlü bir anlam katıyor.