“Yıllar... Yıllar önceydi. Hollanda’nın şirin bir kentinde aralık sabahıydı. Hava soğuktu. Ortalık yeni aydınlanıyor ama ufuktaki kurşuni duman yavaş yavaş aralanıyordu. Üreticiler sevinçle yeni doğan güne hazırlanıyordu. Dolu sepetlerini başlarının üzerinde taşıyan kadınlar kanalın cam gibi parıldayan yüzeyinden kısa adımlarla kayarcasına geçip gidiyordu. Bir delikanlı neşeyle paten kayarak pazara gidiyordu.”
Sevginin, dürüstlüğün ve çalışkanlığın eşsiz hikâyesi yıllar geçse de eskimeyecek bu küçük kitapta…
“Yıllar... Yıllar önceydi. Hollanda’nın şirin bir kentinde aralık sabahıydı. Hava soğuktu. Ortalık yeni aydınlanıyor ama ufuktaki kurşuni duman yavaş yavaş aralanıyordu. Üreticiler sevinçle yeni doğan güne hazırlanıyordu. Dolu sepetlerini başlarının üzerinde taşıyan kadınlar kanalın cam gibi parıldayan yüzeyinden kısa adımlarla kayarcasına geçip gidiyordu. Bir delikanlı neşeyle paten kayarak pazara gidiyordu.”
Sevginin, dürüstlüğün ve çalışkanlığın eşsiz hikâyesi yıllar geçse de eskimeyecek bu küçük kitapta…