“Dünya’nın bütün kitapları
doyuramaz kafamın açlığını.
Neler neler okumadım!
Ama yine de kafamın açlığından ölüyorum...
Anlayışım arttıkça, bilgim eksiliyor...”
Elinizde tuttuğunuz bu ütopik eserde Campanella, Güneş Ülkesi’ni, bu ülkeyi yönetenlerin aydın olduğunu, özel mülkiyet kavramının bulunmadığını her şeyin ortak olduğunu anlatıyor.
Bu eser sayesinde dönemin etkileyici olaylarını, umutlarını, felaketlerini de okuyucusunun gözleri önüne seriyor.
Çağının ötesinde kaleme alınmış bu eser, okuyucusunu, günümüz ütopyalarına da denk geleceği harikulade bir yolculuğa çıkarıyor.
“Dünya’nın bütün kitapları
doyuramaz kafamın açlığını.
Neler neler okumadım!
Ama yine de kafamın açlığından ölüyorum...
Anlayışım arttıkça, bilgim eksiliyor...”
Elinizde tuttuğunuz bu ütopik eserde Campanella, Güneş Ülkesi’ni, bu ülkeyi yönetenlerin aydın olduğunu, özel mülkiyet kavramının bulunmadığını her şeyin ortak olduğunu anlatıyor.
Bu eser sayesinde dönemin etkileyici olaylarını, umutlarını, felaketlerini de okuyucusunun gözleri önüne seriyor.
Çağının ötesinde kaleme alınmış bu eser, okuyucusunu, günümüz ütopyalarına da denk geleceği harikulade bir yolculuğa çıkarıyor.