Havada ağlatan kâfenin ezgisi, ağır yükleri altında çatırdayarak hareketlenen gemi ve takalar birer ikişer Karadeniz’in kara sularına açılırken, Kafkas sıradağlarından, binlerce Çerkes, mezarlarından üçer beşer, doğruldu. Dağın dorukları ölen Kafkas halklarıyla doldu. Büyük bir ormanı andıran ölüler, dimdik oturdukları Şağdi ve Huarelerinin (Çerkes atları) sırtında, dağların eteklerine doğru akmaya başladılar. Aynı hızla kıyıya vardılar. Gemilerde vatanlarını terke zorlanan perişan halklarının aksine, dimdiktiler. Her bir yiğit Çerkeskalarını ve siyah uzun deri çizmelerini giyerek, şharxonlarını (başlık) başlarına geçirip, yamçıları sırtlarında, yas töreni birliklerini andıran bir ihtişamla kıyıya dizildiler ve sürgüne giden soydaşları dönene kadar orada beklemeye koyuldular.
Havada ağlatan kâfenin ezgisi, ağır yükleri altında çatırdayarak hareketlenen gemi ve takalar birer ikişer Karadeniz’in kara sularına açılırken, Kafkas sıradağlarından, binlerce Çerkes, mezarlarından üçer beşer, doğruldu. Dağın dorukları ölen Kafkas halklarıyla doldu. Büyük bir ormanı andıran ölüler, dimdik oturdukları Şağdi ve Huarelerinin (Çerkes atları) sırtında, dağların eteklerine doğru akmaya başladılar. Aynı hızla kıyıya vardılar. Gemilerde vatanlarını terke zorlanan perişan halklarının aksine, dimdiktiler. Her bir yiğit Çerkeskalarını ve siyah uzun deri çizmelerini giyerek, şharxonlarını (başlık) başlarına geçirip, yamçıları sırtlarında, yas töreni birliklerini andıran bir ihtişamla kıyıya dizildiler ve sürgüne giden soydaşları dönene kadar orada beklemeye koyuldular.