Arkeolog Sergen Çirkin’in hazırladığı bu kitap, Neolitik Çağ’dan Ortaçağ’a uzanan Güney Sibirya kültürlerini ve inançlarını kronolojik bir sırayla ele alıyor. Özellikle Şamanizm ve atalar kültü gibi inançları, arkeolojik bulgular ve yerel halka dair etnografik veriler eşliğinde karşılaştırmalı olarak inceliyor.
Sibirya’da zaman farklı işler; akıp giden yüzyılların orada pek de önemi yoktur. Bu büyük kara parçasında toprak gibi, su gibi, zaman da adeta donmuştur. Süregelen yoğun “kültürel devamlılık” içinde çağların ayrımına varmak, tarihin akışını izlemek son derece güçtür. Ağır aksak işleyen bu tanrısal zamanı aydınlatacak ve onu yeniden okunur hale getirecek kilit sözcük ise şamanizm’dir.
Şamanizm; tarih öncesinden modern çağlara uzanan bir inanç sistemi, Ural-Altay halklarının bir anlamda ortak bilinçaltıdır. Bu bilinçaltı o denli güçlüdür ki ona dair izler bugün hâlâ yaşamlarımızın bir parçası olmayı ısrarla sürdürüyor.
Arkeolog Sergen Çirkin’in hazırladığı bu kitap, Neolitik Çağ’dan Ortaçağ’a uzanan Güney Sibirya kültürlerini ve inançlarını kronolojik bir sırayla ele alıyor. Özellikle Şamanizm ve atalar kültü gibi inançları, arkeolojik bulgular ve yerel halka dair etnografik veriler eşliğinde karşılaştırmalı olarak inceliyor.
Sibirya’da zaman farklı işler; akıp giden yüzyılların orada pek de önemi yoktur. Bu büyük kara parçasında toprak gibi, su gibi, zaman da adeta donmuştur. Süregelen yoğun “kültürel devamlılık” içinde çağların ayrımına varmak, tarihin akışını izlemek son derece güçtür. Ağır aksak işleyen bu tanrısal zamanı aydınlatacak ve onu yeniden okunur hale getirecek kilit sözcük ise şamanizm’dir.
Şamanizm; tarih öncesinden modern çağlara uzanan bir inanç sistemi, Ural-Altay halklarının bir anlamda ortak bilinçaltıdır. Bu bilinçaltı o denli güçlüdür ki ona dair izler bugün hâlâ yaşamlarımızın bir parçası olmayı ısrarla sürdürüyor.