“İnancın güçlü bir duygu olmasının nedeni, bana kalırsa, insanın karşılığını bulmak istediği, kendisiyle özdeş tuttuğu ve buradan kendisini amaç kılmaya çalıştığı bir tür varlıksallıktır.
Bu yüzden bize anlamlı gelen, kendimize yakın bulduğumuz her şeyi inanç kapsamı içine alıyoruz.
Kendimizde inanılan, kendisine inanılan oluyor. Kendisine inanılmak istenilen de kendimizde inanılan ; baskın, güçlü bir duyguya dönüşümü sağlandığındaysa inanç haline dönüşüyor.''
“İnancın güçlü bir duygu olmasının nedeni, bana kalırsa, insanın karşılığını bulmak istediği, kendisiyle özdeş tuttuğu ve buradan kendisini amaç kılmaya çalıştığı bir tür varlıksallıktır.
Bu yüzden bize anlamlı gelen, kendimize yakın bulduğumuz her şeyi inanç kapsamı içine alıyoruz.
Kendimizde inanılan, kendisine inanılan oluyor. Kendisine inanılmak istenilen de kendimizde inanılan ; baskın, güçlü bir duyguya dönüşümü sağlandığındaysa inanç haline dönüşüyor.''